‘D’interiors markasıyla ofisinin açılışını gerçekleştiren İç Mimar Didem Tan, kapılarını araladı. Maidan Rezidans’ta düzenlenen ofisin açılışında Didem Tan, minimalist yaklaşımı yaymak amacıyla yol çıktığını açıkladı. İç mekanlarda sadeleşmeyi öneren Tan, iç huzurun artacağını söyledi.
İç mimarlıkta yeni akımın minimalizm olduğunu dile getiren Tan, “İnsanlar hızlı akan yaşamları içinde zihinlerini rahatlatacak mekan arayışı içindeler. Fazla ve gereksiz eşyalar insan zihnini meşgul ediyor. Vakit geçirdiğimiz alanları sadeleştirmek yoğun ve stresli dünya ile daha kolay başa çıkmamıza yardımcı olur.”
- Ev fiyatlarının artmasından dolayı evini yenilemek isteyen insanların maliyeti ne olacak?
- Didem Tan: “Önce müşterinin ihtiyacını anlıyoruz. Karşılıklı konuşuyoruz, tasarım ortaya çıkarıyoruz ardından da bunları revize ediyoruz. Müşterinin ne kadar bütçe ayırabileceği önemli. Onun ayırabileceği bütçeye göre biz malzeme seçiyoruz. Bu malzeme seçimlerini tamamen bütçeye göre yapıyoruz. Ardından restorasyona başlıyoruz. Ankara’da şu an çok fazla restorasyon projesi var. Yaz aylarında turizm sektörünün canlılığından dolayı daha çok tatil beldelerinde genellikle otel tasarımı, villa tasarımı, yazlık tasarımı daha popüler. Hobi bahçesi, kış bahçesi tasarımı isteyenler de oluyor. Ama daha çok villa üzerine çalışıyoruz. Dış mekanı iç mekana taşımak bu sıralar daha fazla revaçta. İnsan psikolojisinin iç mimari ile çok ciddi bir etkisi var. Bir insan ne kadar huzurlu ve rahat hissederse o ortamda o kadar yaratıcı fikirler ortaya çıkarabiliyor ve o kadar güzel tasarımlar yapabiliyor.”
DIŞ MEKA DEĞİŞİKLİĞİ İÇE YANSIYOR
- İnsanların pandemiden sonra beklentisi değişti mi?
- Didem Tan: “Evet. Çünkü iç mimari lükse kaçmak demek. Birazcık zevki olan insan buna ayıracak bütçesi yoksa tek başına da çok güzel şekilde evini dekore edebiliyor. Bir daha iç mimara başvurmak zorunda kalmayabiliyor. Pandeminin etkisi çok oldu bu noktada. Mümkün olduğunca müşteri ile orta yolu bularak onu mağdur etmeden bunu yapmaya çalışıyoruz. İnsanlar evlerinde oturmaktan çok bıkmış durumdalar. Dış mekanı içeri taşıyarak o atmosferi daha canlı hale getirmek istiyorlar.”
“RENKLER MEKANA RUH KATIYOR”
- İç mimaride “soft cozy” ve “minimalizm” anlayışını nasıl yorumluyorsunuz?
- Didem Tan: “Minimalizm mümkün olduğunca az malzeme kullanıp tek renk tasarım yapmak üzerine tanımlanıyor. Ben çok fazla tek renk kullanmadan yana değilim çünkü renkleri çok seviyorum. Renk kullanarak ortamı canlandırabileceğimi ve her mekana ruh katabileceğime inanıyorum. Mesela ofisimde alüminyum paneller kullanarak ve bunları renkli tonlarda kullanarak insanların burada sıkılmadan çalışabilecekleri, kendilerini evinde hissedebilecekleri, ‘mesaimiz bitsin de artık eve dönelim’ demeden, yaratıcı fikirler ortaya çıkarabilecekleri bir tasarım ortaya çıkarmaya çalıştım.”
- Doğanın renklerini ve bitkileri ofise taşımak hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Didem Tan: “Pastel tonlar kullanmayı çok seviyorum. Doğa renklerini kullanarak daha çok insan psikolojisine, insanın huzurlu hissedebileceği ortama hitap etmeyi düşünüyorum.”
“DİNGİNLİK SAĞLAMAYA ÇALIŞTIM”
- Renklerin insan psikolojisi üzerindeki etkisi nedir?
- Didem Tan: “Kimisi daha karanlık ortamlardan hoşlanabiliyor kimisi daha sıcak tonlardan hoşlanıyor. Mesela çalışma ortamını ele alalım. Çalışma ortamında daha kırmızı ve turuncu tonları onu daha çok mutlu ediyor. Ben mint yeşili ve mavi tonları kullanarak ofisimde daha çok dinginlik sağlamaya çalıştım ki insanlar kendini evinde hissetsin ve daha güzel odaklanabilsin. Ofiste çalışan arkadaşlarımızın daha motive olması için bu tonları seçtim.”
“PSİKOLOJİ VE İÇ MİMARİYİ HARMANLAMAK İSTİYORUM”
- Gelecekte neler yapmayı planlıyorsunuz?
- Didem Tan: “Fark yaratmak istiyorum. İnsanların ‘o kadar iç mimar varken neden Didem Tan’ı seçmeli’ sorusuna bir yanıt bulmak istiyorum. Ben de hala bunun arayışındayım aslında. Fark yaratmak ve kendi sektörümde başarılı olmak istiyorum. İç mimariye yeni bir soluk kazandırmak istiyorum. Psikoloji ve iç mimarlığı birbirine harmanlamak istiyorum. Sadece tasarım olarak değil psikolojiye de düşkünlüğüm var. İkisini bir araya getirerek insanlara hitap edebilen bir tasarım ortaya koymak istiyorum.”
“TÜRKİYE’DE ALIŞILMIŞIN DIŞINA ÇIKMAK”
- İç mimarlık sektörü olarak Türkiye diğer ülkelere göre hangi konumda?
- Didem Tan: “Avrupa’da hiçbir bina, restore edilse bile doğallığı bozulmuyor. Hep kendi orijinal yapısını koruyor. Türkiye’de bu maalesef yok. Özellikle restoran tasarımların Amerika ve Avrupa çok ön planda. Benim de şu an istediğim şey şu: Türkiye’de alışılmışın dışına çıkmak. Yurt dışında çok gezip gören biriyim. Orada gördüğüm, hoşuma giden tasarımları buraya getirip, bunları harmanlayıp kendi tasarımlarımı oluşturmak istiyorum.”