Tuzlanın işletmecisi Habibe Belgin Yılmaz, 12. kuşak olarak kaynak tuzu üretimini sürdürdüklerini belirterek, yıllık yaklaşık 35 ton “altın tuz” ürettiklerini söyledi. Yılmaz, bu özel tuzun başta Almanya, Belçika ve İsveç olmak üzere Avrupa’daki marketlerde ve ünlü restoranlarda kullanıldığını vurguladı.
“Tuz bizim için bir sevgili gibi, hem gelenekten gelen bir değer hem de şifa kaynağı. İnsanlara sağlıklı tuz sunduğumuz için gururluyuz.”
“Altın Tuz” Ne Özellik Taşıyor?
Doğal sarı renge sahip olan bu kaynak tuzu, içeriğindeki zengin mineraller sayesinde “sağlık tuzu” olarak da biliniyor. Yılmaz, tuzun içerdiği sodyum, potasyum, magnezyum ve demirin, vücuda gerekli olanları emilip fazlasının atıldığını ve bu yönüyle sağlıklı bir seçenek sunduğunu ifade etti.
“Makine Yok, Her Şey Elle Yapılıyor”
Yılmaz’ın oğlu İlhami Doğukan Kaya ise, ata topraklarında üretim yapmaktan mutluluk duyduklarını belirterek:
“300 yıl önce dedelerimiz nasıl tuz çıkarıyorsa biz de aynı şekilde sürdürüyoruz. Hiçbir endüstriyel makine kullanmıyoruz. Hasat, çuvallama ve paketleme tamamen el emeğiyle yapılıyor. Doğadan geleni en doğal haliyle sofralara sunuyoruz.”
Akademik Onay: Anadolu’nun Şifalı Hazinesi
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Tuğkan Şeker, Sivas kaynak tuzunun “Anadolu’nun şifalı hazinesi” olduğunu vurguladı:
“Bu tuz, rafine edilmeden, katkı maddesi içermeden sofralara ulaşıyor. Sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demir gibi elementleri doğal formda sunarak sağlıklı yaşam arayışındaki tüketiciler için değerli bir alternatif oluşturuyor. Üstelik yalnızca mutfakta değil, solunum terapilerinden banyo tuzlarına kadar geniş kullanım alanı var.”
Rakım Yüksek, Hasat Geç Başlıyor
1570 metre rakımdaki tuzlada hasat haziran sonunda başlıyor ve eylül başına kadar devam ediyor. Diğer tuz ocaklarına göre daha geç başlayan üretim süreci, bölgedeki iklim koşullarından etkileniyor.