Servetinin Farkında Olmayan, Olamayan Servet’lere Gelsin!

2018 yılının ilk günleriydi… Yıllar öncesinde çok arzu ettiğim bir konu kafamda tekrar gündeme gelmişti… Şarkı söylemek. Sahnede şarkı söyleyeceğim, çok insan beni dinleyecek ve bu konudan haberdar olacaktı… Bu talebimi defterime yazmıştım yine, her zaman yaptığım gibi…

Şarkı söylemeyi istemek, şarkı söylemek güzel de, bunun için ne yapmalıydım..… Bir müzisyen arkadaşım yıllar önce bu konuda bir fikir vermişti. Öncelikle bir koroya katılıp, bir takım kuralları ve sesimi kullanmayı öğrenecektim, daha sonra da onunla bireysel çalışacaktık. Söz konusu yılın ilk haftasında hemen internetten arama yaptım ve şu anki adıyla İPEK DERELİ Türk Müziği Topluluğu korosunu buldum, aynı gün çalışmalara katıldım. O dönem belirlenen şarkıların çoğunun sözlerini bilmiyordum, çok da ağır geliyordu ilk zamanlar. Ama şunu iyi biliyordum; bir şeyi çok istersen vazgeçmeden devam etmelisin…Tabiki vazgeçmedim ve yıllardır çok severek devam ediyorum. Sevgili İpek hocamın dediği gibi herkesin içinde söylemek istediği bir şarkı vardır ve kötü ses yoktur; herkesin sesine yakışan bir şarkı vardır, yeter ki istesin…

İlk konserde solo seslendirmem yoktu.Yine de çok heyecanlıydım. İkinci konserde solom var ve ben SÖYLEYEMEM DERDİMİ KİMSEYE adlı parçayı sesledirececeğim…. Heyecan dorukta….Sahneye davet edildim ve sevgili İpek hocam mikrofonu eline alarak, bunun benim hayalim olduğunu söyledi ve heyecanımı yatıştırmak için daha fazla alkış istedi… Konuklardan ciddi bir alkış… O parçayı ben mi söyledim başkası mı bilmiyorum. Ama başarmıştım… Sahnede bir çok seyircinin önünde şarkımı söylemiştim…
Dahası var…

Koro arkadaşımızlarımızdan Zafer Gazetesi Yazı İşleri Müdürü sevgili Umut Karakülah, konserimizi gazeteye taşımış ve her birimizin şarkı söylerken fotoğraflarını yayımlamıştı….Yok artık demiştim… Ben ne talep etmiş ve yazmıştım: Sahnede şarkı söyleyeceğim, çok insan dinleyecek ve haberdar olacaktı…Hayat nelere gebe, yeterki gönülden isteyelim..


Bir kaç gün önce çok ilginç bir olay oldu…Bu hafta çok önemsediğim, SÜRDÜRÜLEBİLİR İLİŞKİLER üzerine yazma kararı aldım ve kafamda belirlediğim başlıkları toparlamak için koro çalışmalarını yaptığımız mekana yakın bir kafe seçtim. Kahvemi aldım, oturdum, defterim kalemim ve kahvem…Her şey çok güzel, konu hazır…. Tam bu esnada çok gür ve güçlü bir erkek sesi : “Sude hanım, Sude hanım “ diye sesleniyor. Kendisini görmüyorum ben. Bir kaç dakika sonra tekrar “Sude hanım, Sude hanım” ….Allah Allah, nasıl güzel bir ses tonu.. Dayanamadım ve kim bu arkadaş, çağırırmısınız diye seslendim diğer çalışan arkadaşa.


Biraz sonra geldi…Adı SERVET, 28 yaşında güler yüzlü, çok saygılı, bir o kadar da şaşkın neler oluyor diye..Kendisi 2 yıllık bir üniversiteyi bitirmiş, şimdi de hem çalışıyor hem de bir üniversitenin 4 yıllık Radyo Televizyon bölümüne devam ediyormuş.. ”Sesin çok güzel değerlendirsen çok iyi olur, mesela dublaj eğitimi alsan, hatta seni koromuza katılmaya davet etsem” dedim. “Yapamam ki” dedi... Bu kelimeye karşı biraz hassasımdır. Gençlerin özgüvenleri yüksek olmalı... Kendilerine inanmaları gerekli diye düşünüyorum çünkü. Aslında herkes her şeyi yapabilir isterse, yüreklendirilir ve bir de desteklenirse…

Neden “yapamam ki” dediğini sorduğumda verdiği cevap: “Hobi kaynaklı görünüyor ve maalesef Türkiye’de benim gibi birçok insan okumak, çalışmak, ekonomik kaygı ve aile derken hobilerine ayıracak vakit bulamıyor.Vakit ayırıp üzerine düşemeyeceğim için başarılı da olamam” dedi. Çok vurucuydu söyledikleri aslında….Biraz daha sohbet ettik….

Planlanmadan bir anda gelişen bu anlamlı ve kaliteli sohbet sonucu şunu düşündüm. Gençler ekonomik kaygılar sebebiyle okurken çalışmak zorunda olmamalı, boyundan büyük sorumluluklar altında ezilmemeli… Aksine yaşının güzelliklerini yaşayabilmeli, zamanlarını ve o dinamik dimağlarını daha üretken konular için kullanabilmeli…Bahşedilen servetin farkında olabilmeli ki, nice Servet’ler kaybolmasın…Belki de birileri onları uyandırmalı, ışık olmalı ki; HAYALLERİ, BECERİLERİ yaşamın sayfalarına gömülmesin...

Geçtiğimiz hafta, İpek hocamızın yine muhteşem şefliğinde, Yeni Yıla Merhaba konserimizi icra ettik. Tüm korist arkadaşlarımızla, seçilen güzel şarkıları sazendelerimiz eşliğinde seslendirdik. Konuklarımız mutlu, biz mutlu….
Demem o ki, çevrenizde sizi dibe çeken insanlar değil, yüreklendiren insanlar olsun…….
Kaleme almayı planladığım konu tamamen değişse de, bu seferde böyle olsun… Şükürler olsun…
Sevgiyle kalın…