Science dergisine göre 2023’ün çığır açan buluşları neler?

İngilizce prestijli bilimsel yayın Science dergisi, 2023’ün çığır açan buluşu olarak, sağlığa kapsamlı yarar sağlama potansiyeli nedeniyle, kilo verdiren ilaçları seçti.


Onu, küresel ısınmanın yeni keşfedilen etkilerini ortaya koyan ve bazılarına çözüm olma ümidiyle araştırılan buluşlar izliyor.
Science dergisine göre yapay zekadan sağlığa, astronomiden arkeolojiye farklı alanları kapsayan bilimsel gelişmeler şu şekilde sıralanıyor:


Yılın çığır açan buluşu: Zayıflama ilaçları


Science, hem bir “kamu sağlığı krizi” hem de çetrefilli bir “kişisel mücadele” olarak tanımladığı obeziteye yönelik ilaç tedavilerinin hayal kırıklığı yaratan geçmişine dikkat çekiyor:


1940’lı yıllardan itibaren kadınları hedefleyen sağlıksız “gökkuşağı diyet haplarından” 1990’larda yükselişe geçen ancak ağır kalp ve akciğer rahatsızlıklarını tetikleyenlere, bu ilaçların tarihi çok sayıda başarısızlıkla gölgelendi. Ancak artık yeni tedaviler obezite ve bununla bağlantılı kronik hastalıklarla mücadelede umut verici bulunuyor.


Yeni ilaçlar, glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1) adı verilen bağırsak hormonunu taklit ediyor. Başlangıçta diyabet için geliştirilen bu ilaçların hafif yan etkilerle birlikte önemli kilo kaybına neden olduğu belirtiliyor.


Science, GLP-1 ilaçlarını Yılın Çığır Açan Buluşu olarak tanımasını, “bu yıl yapılan klinik deneyler ilaçların aynı zamanda kalp yetmezliği semptomlarını, kalp krizi ve felç riskini de azalttığını buldu; bu da ilaçların kilo vermenin ötesinde önemli faydalara sahip olduğuna dair en ikna edici kanıt” diyerek açıklıyor. Science’ın 2023’ün en önemli bilimsel ilerlemeleri listesinin ikinci sırasında farklı alanlarda yapılan dikkat çekici keşifler var.


Bunlardan ilki, “ Dünya’nın karbon pompası yavaşlıyor” başlığıyla yayımlanan ve küresel ısınmanın gelecekte başlaması beklenen bir etkisinin halihazırda görülmeye başlamış olduğunun keşfi.


Antarktika’da küresel ısınma nedeniyle dünyanın tüm okyanuslarını birbirine bağlayan devasa akışın yavaşlaması, küresel karbon salımlarının üçte birini tutan okyanusların, bu görevi giderek daha az yerine getirebildiği anlamına geliyor.


Bu devasa akışın ana öğelerinden biri, Güney Okyanusu’nun Antarktika kıyılarında tuzlu suyun okyanusta diplere doğru ilerlemesi. Batan su atmosferden sıcaklık, oksijen, karbondioksiti alıp derinlere iletirken su da kuzeye doğru yayılıyor.


Bu akışın bozulmasının, en önemli karbon yataklarından olan okyanusların karbon tutma kapasitesini azaltarak küresel ısınmayı hızlandıracağı düşünülüyor.


Bu yıl yapılan farklı araştırmalar bu akışı sağlayan su döngüsünün yüzde 20 ila yüzde 30 arasında yavaşladığını buldu. Bilim insanları bu yavaşlamanın yıllar sonra gerçekleşmesini bekliyordu. ”Doğal hidrojen arayışı ısınıyor” başlığıyla yayımlanan bir diğer önemli ilerleme fosil yakıtlardan yeşil yakıtlara geçişte önemli bir pay sahibi olması beklenen hidrojenle ilgili.


Science degisine göre, 1987’de yılında, Mali’de hidrojen arayan bir sondaj deliği, sigara içilmesi nedeniyle patladıktan sonra betonla kapatmıştı. 2012 yılında araştırmacılar bu deliği yeniden açtı, yanan gazın yüzde 98 oranında hidrojen olduğunu buldu. Bu kaynağa jeneratör bağlandı ve bir köyün tüm elektriği buradan üretildi. Üretimden atık olarak ortaya sadece su çıktı.


Bu sene yapılan bir araştırma bu sondaj deliğindeki hidrojen basıncının 11 yıldır azalmadığını; yani yerkürenin derinliklerindeki bir kaynağın, buradaki hidrojeni yeniliyor olabileceğini buldu.


Bu keşiften yola çıkarak yeryüzündeki hidrojen kaynakları arayışı hızlandı ve bu alandaki girişimlere en az 100 milyon dolar yatırım yapıldı.


Bazı araştırmacılar yeryüzünde 1 trilyon tondan fazla hidrojen bulunduğunu tahmin ediyor.


Science dergisine göre 2023’te tedavisi konusunda çığır açıcı gelişmelerin yaşanadığı düşünülen bir diğer hastalık Alzheimer oldu.
Amerika Birleşik Devletleri’nde ( ABD), üçüncü faz çalışmalarını tamamladığı “Donanemab” ilacının Alzheimer hastalığının ilerlemesini yüzde 35 oranda yavaşlattığını açıklandı.


Buna ek olarak “Lecanemab” adlı bir başka ilacın hastalığın ilerlemesini yüzde 27 yavaşlattığı bulunmuştu.
İlaçlarla ilgili bilişsel yavaşlamadaki iyileşmenin zamanla nasıl değişeceği merak ediliyor. Science dergisine göre bir diğeri soru da bu tedavilerin yüksek hastalık riski taşıyan kişilere erken uygulanması durumunda semptomların başlamasını geciktirip geciktiremeyeceği.