Ocak 2025’te Suriye’nin başına geçen Ahmed el-Şaraa, nam-ı diğer Ebu Muhammed el-Cevlani… Cihatçı liderden cumhurbaşkanına dönüşen bu hikâye, sadece siyasetin değil, ülkenin ekonomik dengelerinin de baştan yazıldığı bir dönemin kapısını açtı. Üstelik bu yeni dönemin içinde, sarayın en korunaklı odalarından iş dünyasının masalarına kadar uzanan bir aile hikâyesi var.
Cevlani’den Devlet Başkanına
Bir zamanlar arananlar listesindeki adam, bugün diplomasi masalarının baş köşesinde oturuyor. Türkiye’den Körfez’e uzanan temaslar, yeni yatırım vaatleri, savaş sonrası bir toparlanma planı… Resmî söylemler parlak; peki perde arkasında neler oluyor?
Gölge Komite mi, Geçiş Ekonomisi mi?
Şam kulislerinde “ekonomi masası” olarak anılan, dışarıdan görünmeyen bir yapı var. Başında, cumhurbaşkanının kardeşi Hazem el-Şaraaoturuyor. Görevi, eski rejimin elindeki stratejik varlıkları yeniden düzenlemek, yeni ortakları belirlemek, kimi sahneden indirip kimin önünü açacağına karar vermek. Çelikten telekoma, havacılıktan ulaştırmaya uzanan alanlarda, sessiz ve derinden yürüyen bir el…
Milyarlar Geliyor mu?
Şam’daki resmî duyurulara bakarsanız, milyarlarca dolarlık yatırım paketi yolda. Körfez sermayesinden enerjiye, ulaştırmadan inşaata… Ama sahaya indiğinizde başka bir tabloyla karşılaşıyorsunuz: bazı projeler sadece kağıt üzerinde, bazıları finansman arayışında, bazıları ise nedense sessizce rafa kaldırılmış.
Kardeşler Halkası
Ahmed el-Şaraa’nın yakın çevresini konuşurken, ailesini görmezden gelmek imkânsız.
- Hazem el-Şaraa: Ekonomi masasında tek yetkili.
- Maher el-Şaraa: Nisan 2025’te Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği’ne oturdu. Sağlık Bakanlığı geçmişi var. Eşi Rus asıllı bir iş kadını; bu da Rusya ile temas iddialarını güçlendiriyor.
- Diğer aile bireyleri de iş dünyasında aktif; farklı ülkelerle bağ kurdukları konuşuluyor.
Sokağın Duyduğu
Şam kahvelerinde, Arap medyasının kimi köşelerinde, “üç kardeş, üç ülke” formülü dilden dile dolaşıyor. Kimi Rusya, kimi Almanya, kimi Amerika hattında… Dahası, küçük sermayeli bir şirketin dev bir ihaleyi aldığı anlatılıyor. Resmî belgeler henüz ortada değil; ama Suriye’de çoğu şey zaten önce kulaktan kulağa yayılır, belgeler çok sonra gelir — eğer gelirse.
Sonuç
El-Şaraa dönemi, bir yandan savaş yorgunu ülkeye yatırım ve diplomasi vaat ederken, öte yandan güç ve servetin dar bir çemberde toplandığı izlenimini veriyor. Şam’daki bu yeni düzen, halkın geleceği mi, yoksa seçilmiş bir azınlığın servet hikâyesi mi olacak? Cevabı, belki de sokakların fısıltıları bugünden veriyor.