İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) tarafından ‘Sağlık Çalışanlarının Korunması ve Şiddeti Önleme Üzerine’ başlıklı uluslararası sempozyum düzenlendi. Alanında uzman isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı oturumlarda ‘Türkiye’de ve İtalya’da Hekim ve Sağlık Çalışanlarının Korunmasına Yönelik Güncel Sorunlar ve Bakış Açıları’, ‘Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet: Sorunlar ve Korunma Yöntemleri’ konuları ele alındı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren İKÜ Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dr. Hc. Mult Bahri Öztürk, “Ben 50 yıllık meslek hayatımda kanuna bakarak suç işleyen bir tek fail görmedim. Onun için cezaları belli nispette arttırmak işe yaramıyor. Hekimlerimizin hastayla olan iletişimi nasıl kuracakları konusunda meslek içi eğitimler alması gerekiyor” dedi.
Türkiye ve İtalya’dan çok sayıda avukat, hekim ve akademisyenin katıldığı ‘Sağlık Çalışanlarının Korunması ve Şiddeti Önleme Üzerine’ etkinliği, İKÜ Bahçelievler Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. 2 ayrı oturum olarak düzenlenen uluslararası sempozyum, ‘Türkiye’de ve İtalya’da Hekim ve Sağlık Çalışanlarının Korunmasına Yönelik Güncel Sorunlar ve Bakış Açıları’, ‘Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet: Sorunlar ve Korunma Yöntemleri’ başlıklarına ayrıldı. İlk oturumun başkanlığını Avukat Ayşen Önen üstlenirken, 2’nci oturumun başkanlığını ise Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Saygılar üstlendi.
ÖZTÜRK: AÇIK ARA ÖNDEYİZ
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dr. Hc. Mult Bahri Öztürk, “Bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın girişimleriyle özellikle 2020’den itibaren çok ciddi çalışmalar yapıldı. Sağlık görevlilerine yönelik şiddet hareketlerinin cezasının yarı nispetinde arttırılmasının ve öngörülmesinin yanında tutuklamada kolaylaştırıldı. Ben 50 yıllık meslek hayatımda kanuna bakarak suç işleyen bir tek fail görmedim. Onun için cezaları belli nispette arttırmak işe yaramıyor. Hekimlerimizin hastayla olan iletişimi nasıl kuracakları konusunda meslek içi eğitimler alması gerekiyor. Biz ceza yaptırımlarını düşünüp uygulamaya çalışan ilk ülkeyiz. Şimdi de İtalya'yla Türkiye'yi mukayese edeceğiz ve nerede olduğumuzu göreceğiz. Mukayese yapmak bulunduğu yeri öğrenmek demektir. Bulunduğun yeri öğrenemezsen gelişmeyi tespit edemezsin. Biz açık ara öndeyiz. Bunu görmek lazım“ diye konuştu.
GEZER: ŞİKAYETE GEREK KALMADAN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA BİLDİRİLİYOR
Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı alınan ceza hukuku önlemlerinden bahseden Hukuk Fakültesi Dr. Öğ. Üyesi Özge Sırma Gezer de şu ifadeleri kullandı:
“Bu alanda 2012 yılından beri oldukça efektif önlemler alınmaya başlandı. Öncelikle ‘Beyaz Kod’ uygulaması getirildi. Beyaz kod uygulaması, sağlık çalışanları herhangi bir şiddet tehlikesiyle karşılaştıklarında ya da şiddete uğradıklarında Sağlık Bakanlığı’nın bu alanda açmış olduğu bir web sitesi ve çağrı merkezi. Aynı zamanda sağlık kuruluşlarında birimler ya da bu konuda çalışan görevliler var. Sağlık çalışanları bu kişilere şiddete yönelik tehlikenin olduğunu ya da şiddete uğradığını bildirebilir. Sağlık Bakanlığı bu bildirimlerin tamamının beyaz kod üzerinden yapılması gerektiğini söylüyor. Sağlık Bakanlığı avukatları aracılığıyla hukuki yardım kendilerine verilebiliyor.
“Bir de sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kayda geçmesi anlamında Sağlık Bakanlığı olaya müdahil oluyor. Bazı şiddet suçları sağlık çalışanlarına yönelik yapıldığında, ister kamu ister özel sektör olsun sağlık çalışanı kamu görevlisi sayılıyor. Dolayısıyla nitelikli hal uygulanıyor ve daha ağır ceza alınıyor. Zaten düzenlemede de daha ağır cezalandırılması gerektiği yer alıyor.
“Bunun yanı sıra sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olması durumunda bizzat bulundukları yerde savcılığa, polis merkezine ya da kolluğa gitmeden ifadeleri alınıyor. Hatta şikayete bile gerek kalmadan doğrudan hastane polisi ya da kolluk görevlileri bununla alakalı olarak harekete geçiyor ve Cumhuriyet Başsavcılığına bildiriyor. Dolayısıyla sağlık çalışanını yormadan çok hızlı bir şekilde olayın soruşturulması mümkün. Kanunumuzda da sağlık çalışanına yönelik kasten yaralama, fiili tutuklama sebepleri arasında var sayılıyor.”
" SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKLERİNİ İCRA ETMEKTE ZORLANIYOR"
Etkinlikte ‘Gelli Yasası’ndan Yeni İtalyan Sağlık Sistemleri Reformu’na’ konusunu ele alan American College of Osteopathic Internists (ACOI) Eski Başkanı Dr. Marco Scatizzi ise şunları söyledi:
“İtalya'daki sağlık sistemi tamamen kamusal olarak organize edilmiş. Türkiye'den biraz farklı. Bu alanda özel sektörün fazla payı yok. Ama Türkiye'deki gibi İtalya'da da sağlık çalışanlarına özellikle hekimlere, hemşirelere ve acil servis görevlilerine karşı şiddet ve saldırı problemi var. Bunun sebebi özellikle acil kapılarında bekleme sıralarının yoğun ve sürelerin uzun olması. Dolayısıyla böyle örnekler yaşıyoruz. Bu sebeple de sağlık çalışanları mesleklerini icra etmekte zorlanıyor. Onları koruma amacıyla yeni düzenlemeler sürekli yapılıyor, geliştiriliyor, ceza hukuku önlemleri alınıyor. İtalya'da da tutuklama gibi birtakım önlemler getirildi. Ama sorun şurada ortaya çıkıyor. Tıbbi hatayla karşılaşmış olan hasta ya da hasta yakını direkt olarak hekime tepkisini veriyor. Dolayısıyla tam bir korumanın sağlandığını söylememiz zor. Bu nedenle genç hekimler anestezi, genel cerrahi gibi zor alanlara yönelmiyorlar. Bu tarz sorunları yaşamayacakları plastik cerrahi gibi daha komplikasyonu az alanlara yöneliyorlar. Çünkü hekim çoğu zaman zararı kendi cebinden karşılıyor.”