Şu hale bir bakın, her yanımızdan suç fışkırıyor, ne makam ne mevki gözetiyor. Spordan, siyasete, medyadan, sermayeye kadar birçok makam patır patır dökülüyor.
Kalemim çok daha fazlasını yazmak istiyor ama vicdanım el vermiyor daha fazlasını yazmaya. Eminim sizlerde aynı duyguları taşıyorsunuzdur. Son aylarda olan bitenlere inanamıyorsunuzdur. Gelin olan biteni birlikte değerlendirelim.
Önce sporda ortaya çıktı uyuşturucu, iddia ve gece alemleri, sonra medyaya sıçradı. Arkasından, mankenler ve sanatçılar, tabi siyaseti ve sermayeyi bunların dışında tutmak mümkün mü ? Asla, ama ben şimdi bu sütunlarda sadece spor ve medyayı ele alacağım.
Çünkü iki grupta benin ilgi alanım, birinci grup olan yani sporu, yaklaşık 15 yıl bir fiil profesyonelce yaptım. O sahaların kapalı açık her noktasında ter döktüm, ancak şunu onurla belirtmeliyim ki bizim dönem spor camiası top yekûn temiz, pırıl pırıl idi.
Hatırlıyorum, bizim dönem 70’ler sonu 80 dönemleri ne sporcu arkadaşlarımız, ne teknik adamlarımız ve ne de başkan ve yöneticilerimiz asla karanlık işlere bulaşmamışlardır.
Bırakın uyuşturucu gibi ürünleri kullanmayı, biz takım arkadaşlarımız arasında sigara kullanmayı bile ayıp sayardık. Takım halinde başkandan, teknik direktöre kadar herkes sadece sporla yatar sporla kalkardı.
Biz her zaman, Atatürk’ümüzün dediği gibi ‘’ Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim ‘’ düsturu ile yetiştirildik. Bunun dışında hiçbir olay veya kötü alışkanlıklara bulaşmadık.
Şimdi öylemi? Bakıyorum, kulüp başkanları, takım kaptanları, sporcular uyuşturucu alemi, iddia oyunlarına bulaşmış durumda.
Sporcu ve yöneticileri örnek insanlardır, öyle olmalıdırlar. Nasıl olur bir spor kulübü başkanı, bir takım kaptanı uyuşturucu ve iddia işleri ile anılır? Hele bir kulüp başkanının karışması olacak iş değil, bırakın ceza almasını isminin karışması bile kabul edilemez.
Çünkü başkanı olduğu kulüp, örnek gençler yetiştirmektedir, çocuk yaşta, genç ve orta yaşlarda binlerce sporcu başkanlığı altında spor yapmaktadır.
Şimdi bakıyorum, tepeden tırnağa bütün alanlarda uyuşturucu, iddia ve gece alemleri iç içe girmiş, ne söyleyeceksiniz, nasıl izah edeceksiniz? Yönetimiminiz altındaki bu gençlere, uyuşturucu ve gece alemlerini, onları nasıl ikna edeceksiniz? ‘’ aman sakın kötü şeylere bulaşmayın mı ‘’ diyeceksiniz? Nasıl söyleyeceksiniz bunları?
Bence bir kulübün başkanı ne kadar sevilirse sevilsin, ne kadar büyük kulüp başkanı olursa olsun asla bu işlere bulaşmamalıdır, şayet bulaşmışsa, ceza bile almasa, derhal o görevini bırakmalıdır.
Artık ok yaydan bir kere çıkmıştır, kimseye özellikle koruman altındaki o sporcularımıza bir şey anlatamazsın. O iş içlerini kemirir ama dışarıya asla koz vermezler.
Gelelim ikinci konuya, işin medya ayağına, o meselede de yaklaşık 40 yıldır işin içindeyim. Muhabirlik ve yöneticilik yaptığımız yıllarda ne uyuşturucuya, ne gece alemlerine dalmaya vaktimiz oldu.
Bırakın dalmayı, yöneticilerimizin gözleri hep üzerlerimizde olur idi. Bir anımı sizlerle paylaşmak isterim, sene 80’li yılların içi, o tarihte yayında olan ve Türkiye’nin en büyük gazetesinden birisi olan Günaydın Gazetesinde çalışıyorum.
Patronumuz Haldun Simavi. Prensipli, örnek olacak bir kişiliğe sahip, disiplinli ve tek görevi gazetecilik yapmak idi. Birgün beni karşısına aldı ve ‘’ bak yavrum, sen sen ol asla siyasete bulaşma, devletle işin olmasın, rüşvete bulaşma, hele hele kötü alışkanlıkların hiç olmasın ‘’ demişti.
Bizler o patron ve o karakterdeki yöneticiler emri altında görev yaptık. Peki şimdi öylemi, yöneticisinden, muhabirine, manken kılıklı spikerden, patronlara kadar hemen hemen hepsi, uyuşturucu, iddia ve gece alem işlerine bulaşmış durumda.
Bu kabul edilebilir mi? Çünkü bizler halkı aydınlatan, bilgilendiren ve örnek olması gereken kişiler olmalıyız. O nedenle 70’li, 80’li yılları çok özlüyorum.
Bizler sadece gazetecilik yapıyorduk, başka işlerle uğraşacak vaktimiz olmazdı. Şu cümleyle bitirmek istiyorum yazımı ‘’ Allah affetsin’’ bu işlere bulaşanları.