KULLANDIĞIMIZ İLAÇLARIN ÇEVREYE VERDİĞİ ZARARLAR

Abone Ol

İnsanlar ilaçları kullanırken veya atıklarıyla birlikte tuvalete atarken, bu maddeler dışkı yoluyla kanalizasyon sistemine karışabilir. Bu maddeler su arıtma tesislerinden geçmezse, su kaynaklarına ulaşarak su kirliliğine neden olabilir. Bu durum, içme suyu kaynaklarının, nehirlerin, göllerin ve denizlerin kirlenmesine yol açabilir.

İlaçlar, su ekosistemlerinde yaşayan mikroorganizmalardan başlayarak sucul bitkiler, balıklar ve diğer canlılara kadar birçok organizmayı etkileyebilir. Bu maddeler, sucul ekosistemlerde dengesizliklere ve biyolojik çeşitlilik kaybına neden olabilir.

İlaçlar, sucul ortamlarda bulunan bakteri ve mikroorganizmalara maruz kaldığında, bu organizmaların ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden olabilir. Bu durum, tıbbi tedavilerde kullanılan ilaçların etkisiz hale gelmesine ve hastalıkların daha zor kontrol edilmesine yol açabilir. İlaçlar, dışkı yoluyla atıldığında veya tarım alanlarından sızarak topraklara karıştığında, toprak kirliliğine neden olabilir. Bu durum, bitkilerin ve toprakta yaşayan mikroorganizmaların etkilenmesine ve tarım ürünlerinin kalitesinin düşmesine yol açabilir. İlaçların çevresel kirliliği, su ve topraklardaki canlı organizmaları olumsuz etkileyebilir. Zehirli etkiler, sucul organizmalarda ölümlere veya üreme sorunlarına neden olabilir.

Hitit Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim üyesi Prof. Dr. Kadir Erol Türkiye’de de en çok kullanılan antidepresan ilaçların dışkı yoluyla çevreye zarar vermemesi için yeni bir proje geliştirmiş.  Proje TÜBİTAK tarafında kabul edilmiş.

Proje kapsamında antideprasanları tanıyan akıllı polimerler üretilerek optik sensörlü sisteme entegre edilecek. Geliştirilen yeni sistemle, vücutta tam sindirilemeden atılan antidepresan ilaçların çevreyi kirletmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor.

Prof. Dr. Kadir Erol, antidepresan ilaçların Türkiye’de ve Dünya’da en fazla tüketilen ilaçlar arasında yer aldığını ifade ederek vücutta sindirilemeden atılan antidepresan ilaçların, çevre sağlığını tehdit eden en önemli mikro kirletici sınıfları içerisinde yer aldığını belirtiyor.

Prof. Dr. Kadir Erol bu konuda şunları söylüyor “Çevrede diğer metabolitler ve diğer toksik türler ile etkileşim içerisinde olan bu antideprasan moleküller, gıda zinciri yolu ile tekrar bizlere, hayvanlara dönebiliyor. İlk vücudumuzda sindirilemeden atılan versiyonuna göre çok daha tehlikeli bir hal alabiliyor. O yüzden mutlaka gıda zinciri yoluyla bizlere dönmeden önce bertaraf edilmesi gerekiyor. Bertaraf etme adına kullanılan sistemlerin de sağlıklı çalışıp çalışmadığının bir analizi gerekiyor. Bunun için biz de böyle bir sensör sistemini geliştirme adına yola çıkmış olduk. Antidepresan ilaçları tanıyan akıllı polimerler üreterek optik sensörlü sisteme entegre edeceğiz.”