Hıdırellez, dünyanın çeşitli yerlerinde binlerce yıldır kutlanan bir gelenek haline geldi. Hızır ve İlyas'ın yeryüzünde buluştuğuna inanılan bu özel gün, bereketi ve doğanın canlanmasını simgeler. Bu bayramda çeşitli eğlenceler düzenlenir ve dilekler dilenir.
Hıdırellez, her sene 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece kutlanır. Miladi takvime göre “Hızır Günü” olan 6 Mayıs, Rumi takvime göreyse yaz mevsiminin başlangıcıdır ve bu tarihten sonra 8 Kasım’a kadar devam edecek olan “Hızır Günleri” başlar. 8 Kasım ve 6 Mayıs arasındaki süre ise “Kasım Günleri” yani kış dönemi olarak bilinir.
Yurdun dört bir yanında vatandaşları Hıdırellez coşkusu sarmış durumda. Peki Hıdırellez nedir? Hangi günlerde kutlanır? Hıdırellez'de ne yapılır?
Kim Bu Hızır?
Hızır, Türk ve İslamiyet kültüründe ölümsüz olduğuna inanılan bilge bir evliyadır. Hızır’ın kim olduğu net olarak bilinmemektedir. Bununla beraber, Hızır ve İlyas peygamberin aynı kişi olduğu görüşü de mevcuttur. İslam alimleri tarafından Kehf suresinde “ilim verilmiş kul” şeklinde geçen ve Musa peygamberle yolculuğa çıkan kişi Hızır olarak kabul edilir.
Hıdırellez’in Kökeni
Hıdırellez, yalnızca bir bahar şenliği olmanın çok ötesindedir. Tarih öncesine kadar uzanan köklü inançlar ve ritüellerin bir araya geldiği çok katmanlı bir kültürel mirastır. Günümüzde, özellikle İslam ve Türk kültürüyle özdeşleşmiş görünse de kökenleri çok daha derin ve eski bir geçmişe sahiptir.
Hıdırellez’in en eski kökleri, Mezopotamya uygarlıklarının bahar ve bereket tanrılarına kadar uzanır. Bu topraklarda, doğanın uyanışını simgeleyen çeşitli ayinler yapılır ve tanrılara adaklar sunulurdu. Gılgamış destanındaki doğa döngüsü ve çeşitli motifler Hıdırellez’le örtüşür.
Türklerin eskiden kabul etmiş olduğu Şamanizm’de de Hıdırellez’le örtüşen noktalar vardır. Bahar aylarında “Yıl Kağanı”nın gelişinin kutlanması, toprak ve su ruhlarına kurbanlar sunulması, ateşten atlama, suya dilek bırakma gibi ritüeller Hıdırellez’le birebir örtüşen uygulamalardır.
Hıdırellez, İslam’ın kabulünden sonra Hızır ve İlyas Peygamberin kutsal buluşması olarak anlamlandırılmıştır. Hızır, Kur’an’daki bilge kul; İlyas ise denizlerin peygamberi olarak kabul edilir. Hıdırellez ismi de Hızır ve İlyas’ın birleşiminden doğmuştur.
Hıdırellez, sadece Türkiye’de değil, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da da benzer şekillerde kutlanır. Balkanlar’da “Ederlezi” adıyla bilinen Hıdırellez, özellikle Romanlar arasında önemlidir.
Hıdırellez’in kökeni, insanlığın doğaya ve umutlara olan inancında yatar. Kökleri Orta Asya bozkırlarından Mezopotamya’ya, oradan Anadolu ve Balkanlar’a uzanan bu gelenek, bugün hâlâ kültürleri, inançları ve toplulukları bir araya getiren canlı bir miras olarak yaşamaya devam ediyor. Bu kültürel yayılım, Hıdırellez’in dinler üstü ve evrensel bir bahar kutlaması olduğunu gösteriyor.
Gelenek ve Ritüeller
Hıdırellez’le ilgili çeşitli gelenekler ve ritüeller vardır. En bilinen ritüel gül ağacı ritüelidir. Gül ağacı ritüeli 5 Mayıs gecesinde yapılan ve dileklerin kabul olacağına inanılan kadim bir gelenektir. Anadolu’nun birçok yerinde görülen bu ritüel, bolluk ve bereket için yapılır.
Gül ağacı sembolik bir anlam taşır. Yaygın olan bir inanışa göre gül ağacı Hızır’ın uğrayacağı bir yerdir. 5 Mayıs’ta güneş battıktan sonra yapılan bu ritüelde dilekler bir kağıda yazılır veya çizilir. Ardından bu kağıt, bir kese içerisinde bir gül ağacının altına gömülür ya da gül ağacının dalına da asılır. Bu dilek kağıdı, gece boyunca ağacın dibinde ya da dalında bırakıldıktan sonra 6 Mayıs sabahı güneş doğmadan oradan alınır ve suya atılır. Bazı inanışlara göre dilek kağıdı hiç alınmadan orada bırakılır veya yakılır.
Ateş üzerinden atlama ve baht açma törenleri de Hıdırellez geleneklerindendir. Kimi yerlerde bu özel günde sofralar kurulur, toplu olarak yemekler hazırlanır ve şenlikler düzenlenir.
2010 yılında Hıdırellez’in UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar Listesi’ne alınması için başlatılan çalışmalar sonucunda 2017 yılında listeye alınmıştır.