İzmir’in en önemli içme suyu kaynağı olan Tahtalı Barajı, 3 Eylül 2025 tarihi itibarıyla sadece yüzde 5 doluluk oranına sahip. Bu oran, son 26 yılın en düşük seviyesi olarak kayda geçti. Geçen yıl aynı dönemde doluluk yüzde 19 seviyesindeydi. Barajda 2008 yılında Aralık ayında görülen yüzde 1 aktif doluluk dışında bu yılki kadar düşük bir seviye hiç yaşanmadı. Su seviyesi alarm verirken, havzada eski yapıların ortaya çıkması, çatlamış zeminler ve adacıklar dikkat çekiyor.
İzmir’in diğer barajlarında da kuraklık etkisi derinleşiyor
Tahtalı Barajı’na ek olarak, İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU) bünyesindeki diğer 5 barajda da ciddi düşüşler yaşanıyor. Balçova Barajı yüzde 32’den yüzde 15’e, Güzelhisar yüzde 71’den yüzde 52’ye, Ürkmez yüzde 18’den yüzde 6’ya geriledi. Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı yüzde 0,59 doluluğa düşerken, Gördes Barajı tamamen kurudu. Kuraklık, İzmir’in su temininde ciddi bir tehdit oluşturmaya başladı.
İklim değişikliği ve azalan yağışlar kuraklığı artırıyor
Uzmanlara göre 2024-2025 kış ve ilkbahar döneminde yağışların mevsim normallerinin altında kalması ve sıcaklıkların ortalamanın 3 ila 5 derece üzerinde seyretmesi, İzmir genelinde toprak nemini ciddi şekilde azalttı. Prof. Dr. Şermin Tağıl, İzmir'in hidrolik stres altında olduğunu belirterek "Akarsularda su seviyesi düştü, barajlar yeterince beslenemedi. Bu durum tarım, içme suyu ve ekosistemler üzerinde doğrudan tehdit oluşturuyor" dedi.
Su kesintileri ve yeni önlemler gündemde
Su kaynaklarındaki tehlikeli düşüş nedeniyle İZSU, su yönetimi stratejilerini hayata geçirmeye başladı. 6 Ağustos'tan itibaren kent merkezindeki 12 ilçede gece 23.00-05.00 saatleri arasında planlı su kesintileri uygulanıyor. Ayrıca yeni su kuyuları açma çalışmaları devam ederken, mevcut yer altı su kaynaklarına olan bağımlılık da artmış durumda. İzmir’in gelecekte su sıkıntısı yaşamaması için sürdürülebilir su politikalarının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.