Paçacı, dünyada artışa geçen Müslüman karşıtı eylem ve tutumların siyasi, sosyal ve ekonomik gelişmelerle doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi.

11 Eylül saldırıları, Arap Baharı, Afganistan Savaşı ve Orta Doğu’daki çatışma ve savaşların yarattığı siyasi ve sosyal gelişmelerin, Müslümanlara yönelik bakışı değiştirdiğini belirten Paçacı, artan göçle birlikte Müslümanların “öteki” olarak konumlandırıldığını ifade etti.

Aşırı sağ ve ırkçılık yükseliyor

“İslamofobi diye bir fenomenle karşı karşıyayız.” diyen Paçacı, popüler ismi bu olsa da bunun Müslümanlara karşı nefret ve ayrımcılık olarak adlandırılması ve meselenin insan hakları ve hürriyetleri temelinde ele alınması gerektiğini söyledi.

Yaklaşık 20 yıl önce Avrupa'da siyasetin içinde kabul edilmeyen birtakım görüşlerin, bugün merkezde konumlandığına dikkati çeken Paçacı, aşırı sağ ve ırkçılığın paralel şekilde artışta olduğuna dikkat çekti.

Haydar Aliyev, Doğum Gününde Anıldı
Haydar Aliyev, Doğum Gününde Anıldı
İçeriği Görüntüle

Müslüman ülkelerin nefret vakalarında farklı tepkiler verdiklerini ve analizler yaptıklarını söyleyen Paçacı, her ülkenin bunun mücadele edilmesi gereken bir gerçek olduğunun farkında bulunduğunu açıkladı.

İİT’nin kurduğu gözlemeviyle raporlama yaptığını ve vakaları takip ettiğini anlatan Paçacı, bu organların daha da güçlendirilebileceğini ifade etti.

Paçacı: Bazı ülkeler, inkar eğilimi gösteriyor

Paçacı, yaşanan her olayın kayda alınmasının, izlenmesinin ve raporlaştırılmasının elzem olduğunu belirterek, “İslamofobi'nin gerçekleştiği hatta yükselişte olduğu birçok Avrupa ülkesi, bunu inkar etme eğilimi gösteriyor. 'Bizde böyle bir şey yok, biz demokratik bir ülkeyiz, insan haklarına saygılıyız, ifade hürriyetine, din hürriyetine saygılıyız.' şeklinde tutumlar ortaya koyuyorlar.” diye konuştu.

Bu tutuma karşı raporlamanın büyük işlev gördüğüne işaret eden Paçacı, “Aslında raporlanan, duyduğumuz, tespit ettiğimiz İslam karşıtı olaylar, Müslümanlara karşı nefret olayları, sadece gerçekleşenin en fazla yüzde 10'unu oluşturuyor.” dedi.

Raporlama için Müslüman bireylerin ve toplumların bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Paçacı, insanların gerçekleri konuşamadığını ve çoğu zaman çekindiklerini söyledi.

Paçacı, “Bir görünmeyen bir baskı var. Dolayısıyla bundan sonra yapılması gereken, mesela bu düzeyde buradan başlıyor her şey. Bunun politikaya, bunun eğitime yansıtılması gerekiyor. Ders kitaplarına yansıtılması gerekiyor yani ders kitaplarında bunu körükleyen ifadelerin kaldırılması gerekiyor.” açıklamasında bulundu.

Paçacı, Kur’an-ı Kerim yakma provokasyonları sonrası buna ilişkin yasal düzenlemeler yapılarak bazı ülkelerde ceza mekanizmasının devreye sokulduğundan bahsetti.

Uluslararası kurumların, İslamofobi'ye karşı kararlar alması ve bunun yerel kanunlarla uyumlu hale getirilmesi gerektiğinin altını çizen Paçacı, "Eğer yerel kanunlar, uluslararası kararlarla uyumlu hale getirilirse İslamofobi'ye karşı atılacak adımlar daha etkili olabilir." ifadesinde bulundu.

Kaynak: AA