Ankara’nın modern yüzünün ardında, tarihin ve yaşanmışlıkların izlerini taşıyan, şehrin en kendine has iki noktası vardır: Adil Han ve İtfaiye Meydanı. Ulus semtinin labirent gibi sokaklarında yer alan bu mekanlar, başkentin ikinci el eşya, antika ve sahaf kültürünün nabzını tutar. Ankara sakinleri için bir alışveriş noktasından çok daha fazlası olan bu bölgeler, eşyaların hikayeleriyle harmanlandığı, sabırlı gezginler için gizli hazineler barındıran birer zaman tünelidir.
Zamanda Yolculuğun Adresi: Adil Han
Ankara Kalesi’ne çıkan yokuşun hemen başlangıcında, mütevazı kapısının ardında devasa bir dünya saklayan Adil Han, özellikle koleksiyoncular ve kitapseverler için kutsal bir mekandır. Hanın dar koridorlarında ilerlerken burnunuza gelen o eski kağıt ve ahşap kokusu, sizi bugünden alıp siyah-beyaz fotoğrafların dönemine götürür. Adil Han içerisindeki dükkanlar, sadece eşya satmaz; aynı zamanda birer hafıza mekanıdır.
Burada, Türkiye’nin dört bir yanından toplanmış nadir bulunan kitapları, eski baskı dergileri, sararmış mektupları ve pulları bulabilirsiniz. Ankara’nın en iyi sahaflarının ve nümismatlarının (para koleksiyoncuları) bir arada bulunduğu bu han, araştırmacılar için de paha biçilemez bir kaynaktır. Adil Han gezisi, her katında farklı bir sürpriz barındıran, sabırla eşelenmesi gereken bir define sandığıdır.
Aradığınız Her Şeyin Adresi: İtfaiye Meydanı
Halk arasında "Bit Pazarı" veya "Hergelen Meydanı" olarak da bilinen İtfaiye Meydanı, Ankara ticaret hayatının en renkli ve en dinamik sahalarından biridir. Burası, "ihtiyacım olan bir şey mutlaka buradadır" dediğiniz o yerdir. İkinci el mobilyadan beyaz eşyaya, antika radyolardan bakır kaplara kadar akla gelebilecek her türlü eşya bu meydanda ve çevresindeki dükkanlarda alıcısını bekler.
İtfaiye Meydanı, Ankara’da ekonomik alışverişin merkezi olmasının yanı sıra, restorasyon meraklıları için de bir okul niteliğindedir. Eski bir koltuğun veya paslanmış bir lambanın potansiyelini görenler, bu meydandan elleri boş dönmezler. Pazarlık kültürünün tüm canlılığıyla devam ettiği meydan, başkentin gündelik yaşam enerjisini en saf haliyle hissedeceğiniz nadir yerlerdendir.
Koleksiyonculardan Ev Döşeyenlere: Kim, Neyi Arar?
Ankara ilindeki bu iki durak, farklı kullanıcı kitlelerine hitap eder. Adil Han daha çok kültürel objeler, sanat eserleri ve nadir parçalar peşindeki "gurme" koleksiyoncuların adresiyken; İtfaiye Meydanı daha pratik, kullanışlı ve bütçe dostu ev eşyası arayanların ya da retro objelere merak salanların uğrak yeridir. Ancak her ikisinin de ortak noktası, "eşyaya yeniden can verme" felsefesidir.

Özellikle üniversite öğrencilerinin ve yeni ev kuranların ilk durağı olan İtfaiye Meydanı, Ankara’nın geri dönüşüm ekonomisine büyük katkı sağlar. Öte yandan, bir tarihçinin veya bir edebiyat tutkununun yolu mutlaka Adil Han’dan geçer. Bu iki mekan, birbirini tamamlayarak Ulus’un o kadim ticaret ruhunu ayakta tutar.
Eski Eşyaların Ruhu ve Sürdürülebilirlik
Günümüzün "kullan-at" kültürüne inat, Ankara’nın bu iki kalesi sürdürülebilir yaşamın en güzel örneklerini sunar. İtfaiye Meydanı'ndan alınan eski bir dolabın boyanıp yeniden kullanılması veya Adil Han’dan alınan bir kitabın elden ele dolaşması, bir eşyanın ömrünü uzatırken ona yeni anlamlar yükler. Bu mekanlarda yapılan alışverişler, seri üretimden kaçış ve özgünlüğü arayışın bir simgesidir.
Başkentin soğuk kış günlerinde bile bu dükkanların içindeki soba başında yapılan çay sohbetleri, eşyaların tarihinden daha sıcak bir ortam sunar. Ankara esnafının o meşhur dürüstlüğü ve hikaye anlatıcılığı, buradaki alışveriş deneyimini benzersiz kılar. Bir plak dükkanında iğnenin cızırtısını dinlemek veya tozlu bir rafta 1920’lerden kalma bir kartpostalı keşfetmek, modern avm’lerin sunamayacağı bir duygusal derinliktir.
Adil Han’da Bir Sahaf Mola’sı
Adil Han içerisinde kaybolmak, aslında kendinizi bulmaktır. Hanın üst katlarına çıktıkça kalabalık azalır ve sadece sayfaların çevrilme sesi duyulur. Burada, Ankara tarihine dair hiçbir yerde bulamayacağınız dökümanlara rastlayabilirsiniz. Eski haritalar, kentin eski planları ve ünlü yazarların imzalı kitapları, hanın sessiz bekçileri gibidir. Burası, zamanın durduğu ve bilginin en saf haliyle saklandığı bir sığınaktır.
İtfaiye Meydanı’nda Pazarlık Sanatı
İtfaiye Meydanı’na gidiyorsanız, pazarlık sanatını bilmeniz veya öğrenmeye hazır olmanız gerekir. Satıcıyla kurulan o samimi diyalog, eşyanın fiyatından çok değerini belirler. Ankara’nın bu bölgesinde her tezgah, sahibi hakkında bir ipucu verir. Bir köşede 80’lerin video oyun konsollarını görürken, diğer tarafta el yapımı eski bir sandığı inceleyebilirsiniz. Meydandaki bu çeşitlilik, kentin ne kadar geniş bir kültürel yelpazeye sahip olduğunun kanıtıdır.
Ankara Gezi Rotasında Bu İki Durağın Yeri
Eğer şehri gerçek anlamıyla tanımak istiyorsanız, gezi listenize mutlaka bu iki yeri eklemelisiniz. Ankara Kalesi’ni gezdikten sonra aşağıya doğru süzülüp Adil Han’da bir kitap molası vermek, ardından biraz daha aşağıya inip İtfaiye Meydanı’nın keşmekeşinde kaybolmak, başkentin gerçek ruhunu hissetmenizi sağlar. Modern binaların gölgesinde kalmış bu hazineler, Ankara’nın aslında ne kadar çok renkli ve derin bir şehir olduğunu fısıldar.

Geçmişe Dokunmak
Adil Han ve İtfaiye Meydanı, sadece eşya satılan yerler değildir; buralar kentin yaşayan kütüphanesi ve en büyük geri dönüşüm merkezidir. Ankara'nın bu tarihi noktalarında geçireceğiniz birkaç saat, size eşyaların sadece birer nesne olmadığını, her birinin bir ruhu ve hikayesi olduğunu hatırlatacaktır. Siz de bir hafta sonunuzu bu sokaklara ayırın ve bırakın Ankara’nın saklı hikayeleri sizi bulsun.
Ankara’da geçireceğiniz bu nostaljik yolculukta sizin tercihiniz hangisi olurdu; Adil Han’da nadir bir kitabın peşine düşmek mi, yoksa İtfaiye Meydanı’nda retro bir objeyi keşfetmek mi?





