Çocuklar; Savaşın Değil, Barışın Simgesi Olmalı

Taylan İnan GÜLKANAT

İsrail’in, Filistin’deki savunmasız halka karşı öfke dolu saldırıları ise masumum katlinden öteye geçmiyor. Ne yazık ki savaşlarda en masum olan çocuklar da kısacık hayatlarını savaşın gölgesinde geçirip, aramızdan ayrılıyor.

OKUL SIRALARINDA OTURMASI GEREKEN ÇOCUKLAR FÜZELERDEN, BOMBALARDAN KAÇIYOR

İsrail’in, Filistin’i hedef alan saldırılarından elbette tüm Filistin halkı olumsuz etkileniyor ama bir savaşta ilk ve en çok zarar gören grupların başında çocuklar geliyor. Savaşın başlamasından sonra binlerce çocuğun ölümüne ve yaralandığına tanıklık ediyoruz. Savaşın haklı bir sebebinin olmadığını, çocukların çığlıkları arasında bir kez daha duyuyoruz. Okula gidip, ödev yapıp, arkadaşlarıyla sokakta oyun oynaması gereken çocuklar füzelerden, bombalardan kaçarak bir hayat geçirmeye çalışıyor. 

SAVAŞIN ORTASINDA KALAN ÇOCUKLAR

İngiltere merkezli uluslararası sivil toplum örgütü Save The Children (Çocukları Kurtarın) tarafından yapılan açıklamaya göre Gazze’de her 15 dakikada 1 çocuk hayatını kaybediyor ve çocuk ölümleri toplam ölümlerin üçte birine denk geliyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF) ise çocukların ve ailelerin temel ihtiyaçlara güvenli erişimden mahrum kaldığını ve çocukların hayat kurtaran desteğe ihtiyaç duyduğunu belirtiyor. Bu iki kuruluş da derhal ateşkes talep ederken, İsrail, saldırılarına devam ediyor. 

SAVAŞ TRAVMASIYLA BÜYÜYEN ÇOCUKLAR İÇİN HAYAT DAHA DA ZOR OLUYOR

Savaş; her yaştan, cinsiyetten insanı etkiliyor ama küçük yaşta olup henüz gelişim döneminde olduklarından ve olayları tam olarak muhakeme edemediklerinden dolayı savaşın çocuklar üzerindeki etkisi daha da fazla oluyor. Bu yüzden savaşın ortasında kalan çocuklar; ilerleyen süreçte savaşın bıraktığı travmayla beraber, korunma içgüdüsüyle yaşamak zorunda olan kimseler olabiliyor. İsrail saldırılarına devam ettikçe, oyuncuklarıyla, arkadaşlarıyla oyun oynaması gereken çocukların da hayalleriyle ve hayatlarıyla oynuyor.