"Suya ulaşım haktır, engellenemez"

İsrail-Filistin arasında yaşanan gerilim tüm hızıyla devam ederken İsrail Enerji Bakanı Yisrael Katz elektrik kesiminin ardından Gazze Şeridi'ne giden su akışının da kesildiğini söyledi. Yaklaşık 2 milyon kişinin yaşadığı bölgeye elektrik ve su akışının kesilmesi durumunu Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız ile konuştuk.

Haber albümü için resme tıklayın

TAYLAN İNAN GÜLKANAT

GAZZE'NİN TEK ELEKTRİK SANTRALİ, BÖLGENİN ELEKTRİK İHTİYACININ SADECE BİR KISMINI KARŞILAYABİLİYOR”

Hamas- İsrail arasında süren silahlı çatışmanın İsrail’in Gazze’de tam bir tecrit uygulamasına doğru gittiğini belirten Yıldız “Bu tecrit uygulamasının ilk göstergeleri Gazze’nin su ve Enerji’sinin kesilmesi oldu. Gazze’ye lojistik akışı tamamen yasaklanınca Gazze şeridinin enerjisini üreten santral için yakıt ikmali de yapılamıyor. Gazze Şeridi'nde bulunan ana elektrik santrali, bir doğalgaz santralidir. Bu santral, Gazze'nin güneyinde, Nuseirat yakınlarında yer alır ve 2002 yılında faaliyete geçmiştir. Başlangıçta doğalgazla çalışacak şekilde tasarlanmış olsa da, bölgedeki politik ve ekonomik zorluklar nedeniyle genellikle ithal mazotla çalıştırılmıştır. Gazze'nin tek elektrik santrali, bölgenin elektrik ihtiyacının sadece bir kısmını karşılayabiliyor.  Bu santralın tam kapasitede çalışması için gerekli yakıt  geçmişte de sağlanamıyordu. Bu nedenle Gazze'nin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmı İsrail'den ithal ediliyordu.” diye konuştu

“GAZZE ŞERİDİ DÜNYADA KİŞİ BAŞINA DÜŞEN TEMİZ SU MİKTARI EN AZ OLAN BÖLGE”

Gazze Şeridi’nin çok uzun yıllardır su kıtlığı içinde yaşadığını hatırlatan Yıldız “Gazze şeridi dünyada kişi başına düşen temiz su miktarı en az olan bölge.  İsrail’in bu konuda çok katı bir denetim uyguladığı biliniyor. Gazze Şeridi'nin ana su kaynağı Sahel Kumu Akiferi'dir. Ancak bu akifer yıllardır aşırı kullanıldığından tuzluluk oranı artmıştır ve su kalitesi düşmüştür. Son yıllarda, Gazze Şeridi'nin büyüyen su krizi nedeniyle deniz suyu arıtma tesislerinin kurulması ve mevcut tesislerin genişletilmesi için uluslararası toplulukla işbirliği yapılmıştı.  Özellikle Birleşmiş Milletler'in kalkınma programları ve diğer uluslararası kuruluşlar, Gazze'deki su kıtlığına çözüm getirmek için bu tür projelere destek verdiler Ancak, Gazze'nin enerji sıkıntıları, sık sık elektrik kesintileri yaşanması ve politik gerilimler nedeniyle bu tesislerin sürekli ve etkili bir şekilde çalışması mümkün olmadı. Bu nedenle Gazze Şeridine İsrail tarafından su ikmali yapılıyordu. Ancak halen elektriklerin kesik olması ve  İsrail’in ablukası  Gazze’de yaşayanların susuz kalmasına neden oldu. BM'ye göre, İsrail'in su kesintisi 650 binden fazla kişinin su sıkıntısı çekmesine neden oluyor. Bu çok büyük bir rakam.  Kanalizasyon sistemleri tahrip edildi ve pis atık sular sokaklara aktı.Bu nedenle yakın zamanda tifo ve kolera gibi hastalıklar yayılabilir. Gazze uzun zamandır su ve enerji konusunda İsrail’e bağımlı bırakıldığı için yavaş yavaş yaşanılır bir bölge olmaktan çıkıyordu. Bu husus BM tarafından yayınlanan raporda açıkça belirtildi. 2012 yılına ait bir BM raporunda, eğer ablukayı hafifletmek için hiçbir şey yapılmazsa, Gazze'nin 2020'ye kadar "yaşanamayacak" bir yere dönüşeceği kaydedilmişti. BM'nin 2017 yılında yayınlanan  'Gazze - 10 yıl sonra' isimli raporuna göre, Gazze'deki suyun yüzde 95'inden fazla içilmeye uygun olmadığı yer aldı. Bu koşullar bugüne kadar daha da bozularak devam etti.” ifadelerini kullandı.

 “SUYA ULAŞMA HER KOŞULDA BİR İNSAN HAKKIDIR. ENGELLENEMEZ”

Suyun İsrail saldırılarından canını kurtaranların hayatta kalabilmesi için en temel ihtiyaç olduğu vurgusunu yapan Yıldız “Gazze’ye son İsrail saldırısı birçok su üretim tesisinin de işletme dışı kalmasına neden oldu. Elektrikler de kesik olduğu için pompalar da çalışmıyor ve kente su basılamıyor. Aslında kenttekiler evlerinden ayrıldıkları için şimdi BM okullarında ve barındıkları bölgelerde acil su temin sistemlerine ihtiyaçları var. Bu da çok mümkün değil. Kullanma sularını yakın kuyulardan dizel pompalar kullanarak elde edebilirler Ancak bu da kısıtlı olur. Kentin su temini altyapısı ve su üretimi tesisleri hasara uğramış durumda. Bu hasar daha da artabilir. Bu durum Gazze şeridini tam olarak yaşanamayacak bir yere dönüştürür. Gazze’de yaşama hakkı dahil tüm insan haklarının ihlali sürecek gibi görünüyor. İsrail Gazze’yi boşaltmak istiyorsa su ve enerji altyapısında daha büyük hasarlar yaratacaktır. Bu durumda ateşkes olsa bile bölgede yaşamın devamı zora girer. Gazze’nin geleceği bu açıdan da karartılıyor. Bugün Refah sınır kapısının Mısır tarafından açılması ve  bir insani koridorun oluşması insani ihtiyaçlar açısından çok önemli bir gelişme. Bu kapının açık kalması gerekli. İsrail, bölgede uzun zamandır uyguladığı insan hakları ihlali politikalarını şiddetlendirerek arttıracak gibi görünüyor. Bölgede her türlü terörist saldırıyı gerçekleştirenler ve destekleyen bölge dışı güçler bu büyük insanlık suçunun ortağı oluyor. Bu suça insanları susuz bırakmak gibi bir insan hakkı ihlali de eklendiğinde söz bitiyor. Ancak biz yine tekrar edelim; İnsanlık onuru kavramı geçerlilik taşıdıkça suya ulaşma her koşul ve şart altında bir insan hakkıdır. Engellenemez.” şeklinde konuştu.

13 Eki 2023 - 14:53 Ankara- Yaşam

Muhabir  Haber Merkezi


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Zafer Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Zafer Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Zafer Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Zafer Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.