Kardelen Uçak

 

“17 Ağustos’tan 6 Şubat’a Enkaz Altında Kalan Bir Ülke” sloganıyla açılışını yapan Depreme Duyarlılık Sergisi kuruldu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) tarafından gerçekleştirilen sergide, tarihin en yıkıcı depremlerinden 17 Ağustos Marmara Depremi’nin ve 6 Şubat depremlerinin kayıplarına işaret edildi. İMO, yaşanan kayıpların sonucu olarak depremin büyüklüğünün kabul edilebilir olmadığını söyledi. Yaşanan kayıpların alınması gereken önlemlerin alınmayıp bilimin ve mühendisliğin görmezden gelinmesi sebebiyle oluştuğunu söyleyen İMO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Onur Özergene “ Türkiye'de denetimsizlik çok büyük bir problem.” dedi.

Depreme Duyarlılık Sergisi hakkında konuşan Özergene, “Bu sergi yaklaşık 20 yıldır düzenlediğimiz bir oluşum. İzmir depreminden birkaç sene sonra başladık. Amacımızı halkın zihninde depremi unutturmamak, depremlerin farkındalık yaratmak olarak sıralayabilirim. Yapı hasarlarını gösterdik. Depremde oluşan hasarların neden kaynaklandığını gösterdiğimiz bir sergi. Mühendislik hizmetinin alınması gerektiğini anlatmaya çalıştık. Kahramanmaraş depremlerinden sonra aslında hiçbir şeyin değişmediğini de anlatmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

“KAĞIT ÜSTÜNDE DENETİM OLSA DA PRATİKTE YOK”

Yıkım sebebinin birçok etkenden oluşabileceğini belirten Özergene, şöyle devam etti: “Kötü bir zemin yıkım sebebi olabilir. Bunun gibi birçok problem yıkımlara sebep oldu. Her birinin mühendislikle çözülebileceği bir yöntemi var. Bu sebeple mühendislik hizmeti alınması çok önemli. Hatalı imalat, yanlış tasarım, yanlış zemin seçimi, dükkanların kolon kesmesi gibi kullanım hataları ve birçok sebepten yıllar önce nasıl depremler olup birçok felaket yaşandıysa 2023 yılında da aynısı yaşanıyor. Türkiye'de denetimsizlik çok büyük bir problem. Kağıt üstünde denetim olsa da pratikte yok. Bazen sadece kötü bir zemin bile binayı yıkabilir. Bazen kolondan dolayı bina yıkılabilir. İzmir bölgesinde inşaatlarda deniz kumu kullanılması üzerine orada binanın yıkılmama ihtimali yok. O bina zemin iyileştirmesi yapılarak inşa edilseydi belki bu kadar hasar almayacaktı. Ufak tefek çatlaklarla atlatacaktı. İstanbul'da oluşabilecek depremler için senaryolar çok korkunç. Bugünden itibaren İstanbul'daki hasar en aza indirmeye başlansa birçok zarardan dönülür. İnsanların ölmesinden ekonominin çökmesine ve birçok sebebe karşı durulur.”

“YAPILAR MÜHENDİSLİK HİZMETİ ALINMADAN ÜRETİLDİ”

Yapı stoklarının çoğunun deprem yönetmenliklerine göre düzenlenmediğini paylaşan İMO Yönetim Kurulu Üyeleri, “Var olan yapı stokunun büyük çoğunluğu, deprem yönetmelikleri dikkate alınarak yapılmamıştır. Yapılar ya mühendislik hizmeti olmadan üretilmiştir ya da yeterli düzeyde mühendislik hizmeti almamıştır. TBMM’nin İzmir Depremi sonrası kurduğu Araştırma Komisyonun Temmuz 2021 tarihli raporuna göre Türkiye’de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. Bu risk ortadan kaldırılmadığı veya azaltılmadığı sürece ülkemiz büyük yıkımlarla defalarca yüzleşeceği gibi, depremler sonrası müdahalelerde de yetersiz kalmaya mahkum olacaktır.” şeklinde konuştu.

“DENETİM HİZMETİNİN KAMUSAL NİTELİĞİ YOK SAYILDI”

Deniz kıyılarının, dolgu alanlarının, dere yataklarının ve çevresinin riskli yerleşim alanları olduğunu aktaran üyeler, “Okullar, hastaneler, itfaiye binaları ve diğer kamu binalarının deprem güvenlikleri belirsizdir. Ulaştırma yapıları, su yapıları, altyapı şebekeleri, su arıtma tesisleri, doğalgaz, enerji ve haberleşme ağları risk altındadır. Tarihi ve kültürel yapılar büyük bir risk altındadır. Kentlerimizdeki benzin istasyonları, yanıcı, zehirleyici ve kirletici maddelerin işlendiği, depolandığı ve dağıtıldığı yerlerde ciddi bir risk vardır. Bu tür aktiviteler çoğu kez iskân alanlarıyla iç içedir. 2001 yılında çıkarılan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun özel Yapı Denetim Kuruluşları ve Laboratuvarları ile denetimin daha sağlıklı yapılabileceği varsayılsa da bu sistem ile denetim hizmetinin kamusal niteliği yok sayılmış ve denetim hizmeti ticarileştirilmiştir.” diye konuştu.

 

Muhabir: Haber Merkezi