KARDELEN UÇAK

Sabrı ve emeği sembolize eden rölyef, Sanatçı Gonca Tosun ve gazetemiz ile beraber irdelendi. Rölyef sanatının inceliklerinden, hak ettiği değeri görmesi gerektiğinden ve nasıl değer kazanacağından bahseden Rölyef Sanatçısı Gonca Tosun, rölyefe yeni başlamak isteyenlere de tavsiyelerde bulundu.

Ankara Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kursları’nda (BELMEK) eğitim alarak rölyefle yolu kesişen Tosun’a, Ümitköy Kültür Sanat Derneği’nden eğitmenlik teklifi gelmesiyle alan hakkında disiplini kuvvetlendi. Rölyef sanatıyla kendi özgünlüğünü birleştiren Sanatçı Tosun, 2017 yılında soğuk porselenle çalışmaya başladı. Soğuk porselen ve rölyefi bir arada buluşturan Tosun, özgünlüğüne önem verdiğini söyledi. Ayrıca Sanatçı Gonca Tosun, kaatı sanatı ve rölyefin birbirinden çok ayrı alanlar olduğunun altını çizerek, rölyefin sanat dalı olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguladı.

Ev hanımı olduğunu dile getiren iki çocuk annesi Tosun, kızının ana okuluna başlamasının ardından kurs arayışlarına girdiğini söyledi. BELMEK’te kursa giderek rölyefe başladığını aktaran Tosun, 3 sene bu sanat üzerine eğitim aldığını belirtti. Kursun sonunda Ümitköy Kültür Sanat Derneği’nin kendi bünyeleri altında ders vermek için teklif geldiğini ve böylelikle sürecin başladığını ifade etti.

“KENDİM BİR DEPREMZEDEYİM, ENKAZ ALTINDA KALDIM VE EN BÜYÜK EVLADIMI KAYBETTİM”

17 Ağustos 1999’da meydana gelen Gölcük depremini yaşadığı bilgisini veren Tosun, “Kendim bir depremzedeyim. Enkaz altında kaldım ve en büyük evladımı kaybettim. Bu sıkıntılar sürecinde kendimi avutacak bir şeyler arayışındaydım. Sonunda rölyefi bulduğumda benim için o sıkıntıları dışa vurmak, törpülemek ve anlatmak için bir fırsat oldu. Rölyef çok büyük sabır isteyen bir sanat dalı. Rölyefte sabrı ve dayanmayı öğreniyorsunuz. Bana sabrı öğretti rölyef. Rölyefin kattığı en büyük şey bu bence.” dedi.

“BİLİNÇLİ OLMAYAN KİŞİLER ÜST ÜSTE BİRKAÇ KAT KOYUP RÖLYEF DİYE YAYINLIYOR”

Rölyefin hak ettiği değeri görmediğini savunan Gonca Tosun, “Rölyef ayriyeten sanat dalı olarak gözükmüyor. Halk eğitimlerde, BELMEK’lerde el sanatları dalı altında kurs açtırıyorlar. Bunlar da yan dal olarak açılıyor. Bunu çok iyi bilen de çok az bilen de ders verebiliyor. Çünkü ben bunları yaşıyorum. Oradan biliyorum. Ufacık bir kat resim yaptıktan sonra ‘ben resim yaptım’ diyerek satışa sunanlar oluyor. Bu sefer de insanlar karşısında şöyle bir tepki doğuyor: Kağıt değil mi? Üst üste yapıştırıyorsunuz. Bunun gibi ifadeler kullanılıyor. Mesela bir manzara çalıştığınızda yolların detayını, derinliğine ve resmin boyutuna girmiyorlar. Çünkü üst üste yapıştırıp bırakıyorlar. Rölyef bir matematiktir. O yolun derinliğini verebilmek için matematiksel açıdan yaklaşmanız gerekiyor. Çünkü biz altına maket kartonlarını koyduğumuz zaman santim santim ekliyoruz. Yani bazı yerleri 3 milimetrelik bazı yerleri 5 milimetrelik koyuyoruz. O yüzden sanatsal boyutu ile yaklaşıyoruz olaya. Buna rağmen bilinçli olmayan kişiler üst üste birkaç katı koyup rölyef diye yayınladıkları için insanlardaki tepki de ‘kağıtları üst üste yapıştırdınız, verdiğiniz emek bu’ şeklinde oluyor. Ona sanat gözü ile bakmıyorlar.” ifadelerini kullandı.

“RÖLYEF, SANAT OLARAK GÖZÜKMÜYOR”

Rölyefin sanat dalı olarak görünmediğinin altını çizen Tosun, “Rölyef, sanat olarak gözükmüyor. Rölyef sanat dalı yerine kağıt işi, kağıt süsleme sanatı olarak görünüyor. Bu sanatı iyi bilen kişilerin tanıtması gerekiyor. Rölyefin matematiğini bilmeyen kişilerin yapması uygun değil. Rölyefte şöyle bir şey var: Manzara yaparken kullandığımız materyaller birbirinden çok farklı. Yani çok basite indirgeniyor. Mesela 2017 yılında ben rölyef ile soğuk porseleni birleştirdim. Bu yöntemle rölyef adeta farklı bir boyuta geldi. Bunun akabinde rölyef çok yayıldı. Ayriyeten ben farklı bir hamur kullanıyorum. Böylelikle sanata uygun bir hale geliyor. Öbür türlü, bulgurlar, irmikler boyanıyor, yapay yosunlar kullanılıyor. Bu şekilde yapılırsa çok basite indirgeniyor. Ama gerçekten buna hak ettiği değeri vererek, sanat boyutuna yakışacak resimler yapmamız gerekiyor. Bunu da eğitimini almış, ehil kişilerin elinde olması ile sağlayabiliriz. Üniversitelerde bunu akademisyenlerimizin, bu eğitimi vermesi gerekiyor. Kağıt rölyef çok güzel bir sanat. İnce ince, detay detay işlenen bir sanat. Çünkü boyut ve perspektif çalışıyorsunuz. İnşallah yayılır. Ehil kişilerin ellerinde olur ve bu sanat değer görür.” dedi.

“BEN RÖLYEF VE PORSELENİ BİRLEŞTİRİNCE HERKES ÇOK BEĞENDİ VE TÜRKİYE GENELİNDE YAYILDI”

Rölyefte porselen kullanma yönteminin kendine ait bir yöntem olduğunu dile getiren Tosun, “Ben bu işe başladığım zaman, irmiklerin, yosunların kullanıldığını fark ettim. Bunlar bana çok gerçekçi gelmedi. Çok yapay geldi. Bunun arayışına girdim. İnternette ararken, porselen çiçekleri gördüm. Kimin verdiğini, kimin vereceğini araştırdım ve çok kıymetli bir hoca ile karşılaştım. O hocama giderek bu fikrimi paylaştım ve o da çok beğendi. Ben rölyef ve porseleni birleştirince herkes çok beğendi. Türkiye genelinde bu yöntem yayıldı. İtalyanların Capodimonte dediği çiçek yapımındaki porselenler bunlar. Seramik hamuru gibi bir hamur hazırlıyoruz. O hamura şekiller veriyoruz. Ya kalıplarla ya da ellerimizle o modele uygun, doğa görünümü verebilmek için şekiller veriyoruz. Ben bunu yöntemi keşfettikten sonra girişimci bir kadın, modelleme hamuru imal etmeye başladı. Önceden biz kendimiz pişiriyorduk şimdi o modelleme hamurunu kullanıyoruz.” diye konuştu.

“KAĞIT RÖLYEFLE KAATI AYNI DEĞİL”

Kaatı sanatı ile rölyef sanatı arasındaki farkları ele alan Tosun, “Kaatı bizim geleneksel Türk sanatımız. Selçuklu’dan sonra Osmanlı’nın ilk kurulma zamanlarında başlayıp devam eden bir sanat. Türklerin kendine özgü bir sanatı. Kaatı kendi boyaları ile boyanıyor ve şekli kendileri çiziyor. Kaatı çok güzel bir sanat. Rölyef ise kaatıdan doğarak gelen, yurt içi ve yurt dışından etkilenmiş bir sanat. Kağıt rölyefte posteri alarak perspektif usulü çalışıyorsunuz. Ama kaatıda öyle bir şey yok. Kaatı kendi boyaları ile boyayıp kendi çizdiğiniz desenlerle kesip, kendi oluşturduğunuz şekilleri uyguluyorsunuz. Rölyef ve kaatı sanatı çok ayrı. Kaatı ustaları haklı olarak kağıt rölyef yapan kişileri çok sevmezler. Çünkü kağıt rölyef yapıyorum diyenler kaatı sanatçısıyız derler. Ama kağıt rölyefle kaatı aynı değil. Bunu her konuşmamda bastıra bastıra anlatıyorum. Bundan dolayı kaatı sanatçıları kağıt rölyef sanatçılarına hep uzak dururlar. Haklı olarak, doğal olarak bunu yaparlar.” ifadelerini kullandı.

“BEN OLDUM DİYENE KADAR RÖLYEFİ SATIŞA SUNMASINLAR”

Rölyefe başlayacak kişilerin emin oldukları bir kurstan eğitim almaları gerektiğine vurgu yapan Tosun, “Ben oldum diyene kadar rölyefi satışa sunmasınlar. Çünkü gerçekten satışa sunulduğu zaman ciddi paralar veriyorlar. Bir de kursa başlamadan önce emin olarak başlasınlar. Özünde sabır olduğu için sabırlarını kontrol ederek ve isteyerek başlasınlar.” değerlendirmesini yaptı.

Muhabir: Umut Karakülah