Güvenpark'ı neye borçluyuz?

Abone Ol

Son yazımda Güvenlik Anıtı ya da yaygın söylemiyle Güven Anıtı'nı anlatmaya çalışmış ve yazımın sonunda Güven Park'ın bilinmeyen öyküsünü anlatacağımı yazmıştım.


Evet 1924 yılında Ankara'nın ilk imar planı Lörcher tarafından yapılır. Kısa bir süre sonunda 1928'de oluşan ihtiyaçlardan hareketle Ankara İmar Planı'nın uluslararası yarışma ile yeniden yapılmasına karar verilir.


Yarışmayı Hermann Jansen kazanır.


Planlama süreçleri başka bir yazımın konusunu oluştursun.


Ben Güven Parkı da ilgilendiren çok ironik bir konuyu anlatmak istiyorum. Jonsen planının tamamladığında bir önceki planı hazırlayan Lörcher uluslararası düzeyde hukuk yollarını deneyerek Jansen'in kendi planını kopyaladığını iddia eder. Bu iddia Ankara'da tedirginlik yaratır.


Dönemin yerel yöneticileri de tedirgin olur ve her iki planı ikna edici bir biçimde birbirinden farklılaştırmak üzere arayışlar başlar.


Ve her iki planda aynı kullanım kararları verilmiş üç alanla ilgili değişiklik yapılır. Daha önce üst gelir grupları için villa düzeninde planlanan Güvenpark alanı, mübadiller için konut alanı olarak planlanan Kurtuluş Parkı, orta ve orta alt gelir grupları için konut ve ticaret olarak planlanan Gençlik Parkı hızla planda yeşil alan ve parklar olarak yeniden düzenlenir ve her iki planda radikal farklar oluşturulur. Bu farklılıklar dava konusunu hukuken ve fiilen düşürür.


Sonuçta Ankaralılar böyle bir ihtilaf sonunda başkentin en kıymetli üç paarkına (Güvenpark, Kurtuluş Parkı ve Gençlik Parkı'na) kavuşmuş olacaklardır.
Bize de "iyi ki böyle bir ihtilafı çıkarmışlar" demekten başka bir şey kalmıyor.


Kalın sağlıcakla.