İşite bugünkü yazımda da bir yanılma, ya da yanıltılma ile ilgili çok önemli bir konuyu düzeltmek ve doğru bilgileri yazmak istiyorum.
Bu tür yanılmalar, ya da yanıltılmalar ne kadar tecrübeli olursak olalım maalesef gene de başımıza gelebiliyor. İşte bu nedenle bugünkü yazımı ister bir düzeltme, ya da ister ulaşılan doğru bilgileri yazma kabul edin. Esasen bu doğru bilgileri yazmazsam o zaman büyük hata olabilirdi.
İşte bu nedenle ben üzerine giderek gerçekleri bu sütuna taşımak istiyorum. 45 yıllık gazetecilik hayatımda belki de ilk kez bir iftiracı tarafından yanılgıya düşürülmek istendim. Ancak anında olay yerine giderek gerçekleri ortaya çıkardım ve bu sütuna taşımak istedim.
Bugün, Ankara 75. Yıl Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde meydana gelen ani ölüm olayı ile ilgili doğru bilgileri kaynağından almak için bu huzurevine gittim.
Gördüğüm gerçek hiçte bana bir iftiracı tarafından söylenen gibi değildi. Olay önceki yazımda belirtilen gibi olmadığını yerinde gördüm ve yetkililerden doğru bilgileri aldım.
Haber bana huzurevinde kalan ismi bende saklı yaşlı bir hanımefendiden gelmiş ve olayı kendisini dinleyerek kaleme almıştım. Fakat ölümle ilgili verilen bilginin tam doğru olmadığını huzurevini ziyaretim sırasında öğrendim.
Bir kere, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığını kutluyorum, Ankara’da yaşlılarımız için böyle sıcak ve modern bir huzurevi yarattıkları için. Ayrıca bu huzurevinin başında bulunan Müdüre Meral Çakır hanımefendiyi de canı gönülden tebrik ediyorum, iyi ki böyle bir tesisin başındasınız.
Ancak üzgünüm, iftiralar yapmaya alışmış bir yaşlı huzurevi sakininin, huzurevi ve yönetimiyle ilgili attığı iftiralar canımı çok yaktı. Nasıl böyle bir iftira atılır hala anlamış değilim.
Bu yaşlı teyzemizin anlattıkları ile, 75. Yıl Huzurevi tam manası ile baskı altında, çok kötü yönetiliyor ve burada yaşayanlar çok sıkıntı çekiyor sözlerinin dedikodu olduğunu yerinde tespit ettim.
Ayrıca, iftira atan bu kişinin, zaman zaman ortaya çıkıp bu tür haksız iftiraları huzurevi yönetimine yaptığını bu ziyaretim sırasında huzurevi sakinlerinden öğrendim.
İşte bu yüzden yazdığım yazının doğrusunu tespiti için hemen ertesi gün 75. Yıl Huzurevine ziyarete gittim. Gördüğüm tablo yaşlı sakinin bana anlattığı gibi değil, tam tersine idi.
Huzurevi Müdiresi Meral Çakır hanımefendiden o tesiste kalan 300’ün üzerindeki huzurevi sakininin kendisini ve yönetiminden çok memnun kaldıklarını bizzat öğrendim. Gerçekten Huzurevi Müdiresi sayın Çakır ve yönetimi o huzurevini bir şefkat yuvası haline getirmiş.
Haklarında yapılan iftiraların ne kadar haksız olduğunu o tesiste kalan huzurevi sakinleri ile bizzat görüşerek öğrendim. Bence huzurevi müdürü ve yönetimi başka huzurevlerine örnek olacak bir sevgi bağı kurmuş huzurevi sakinleri üzerinde. Bunu her biriyle yaptığım görüşmede tespit ettim.
Hem, 6 Aralık Günü Huzurevinde meydana gelen bir intihar vakasını da, anlatıldığı gibi değil bir bunalım sonunda kendiliğinden meydana geldiğini de öğrendim. Bütün huzurevi sakinleri de bu görüşte idi.
Şunu belirtmeliyim, hem bu kadar modern bir huzurevinde ve hem de sakinlerin çok iyi bakıldığı bir huzurevinde böyle yalan ve iftiraların olması da canımı çok sıktı. Bu nedenle siz, bu yazıya bir düzeltme değil, gerçekleri yerinde görüp aktardığım bir yazı olarak görün lütfen.
Böylece, büyük bir iftira ve haksızlığı yerinde görüp düzelttiğim için çok memnunum. Dilerim ki böyle örnek sayılan ve yönetilen bir huzurevinin sayıları da çoğalır ve başına da böyle başarılı yöneticiler getirilir.
İşte bugün sizlere, huzurevi içinden söylenen bir iftirayı düzeltme fırsatını bulduğum için çok mutluyum. Zaman zaman bu tür huzurevlerinde çeşitli söylentiler ortaya atılır, zaman zamanda yönetimlere iftiralar atılır.
İşte bugünkü yazımda gerçekten son derece modern yapılmış ve bir o kadar da yaşlılarımız için yaratılmış böyle sıcak bir yuvayı sizlere anlatmaya çalıştım.
Tekrar ediyorum, kendisini hiç tanımam ama bütün huzurevlerinin başına sayın Meral Çakır gibi yöneticiler getirilmesini diliyorum.