Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1918'in ekim ayları gibi Suriye'de hem rahatsızlığı, belki de yaralı hali çok o noktada emin değiliz. 41 gün boyunca konakladığı, bir kısmında tedavisiyle uğraşıldığı, bir kısmında savaştığı ve karargâh binası olarak kullanıldığı bir yapıdan söz edeceğiz.
Konuğum Ahmet Taşar Bey Antep'ten geliyor bir iş adamı, bir yurtsever, bir duyarlı yurtsever. Bu meseleyle nasıl ilişki kurduğunu bize anlatacak. Aynı zamanda Taşar soyadı sizin için de ilginç gelmiş olabilir.
Gerçekten Dündar Taşer'in yeğeni. Yani Ahmet Bey, Dündar Taşer'e amcam diyor. Bizi onunla tanıştıran, daha doğrusu beni onunla tanıştıran ve bu konuyla ilişkilendiren de Sayın Şevket Bülent Yahnici, o da biliyorsunuz Dündar Bey'in damadı. Diğer konuğum Suriye'den. Suriye Birleşik Türkmenler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı. Aynı zamanda Antep'te de iş adamı Sayın Mahmut Zengin.
Çok kıymetli bir şey anlatacağız bugün burada. Okuyucularımız açısından da çok heyecan verici olacağını düşünüyorum. Evet beni birkaç gün önce aradınız ve dediniz ki burada böyle şeyler oluyor. Mustafa Kemal'in bir yapısı var. Sizi dinlerken şeyi düşündüm. Mustafa Kemal Anadolu'yu dolaşırken defalarca dolaştı. Defalarca herhalde uğramadı, kent kalmadı. Bir gün bile uğradığı kentlere, kasabalara kahvesini içtiği nokta dilerim hep öyle olmuştur. Müzeye dönüştürülmüştü ama 41 gün boyunca konakladığı bir yapı şu anda en azından esaretten kurtulmuş durumda. Bundan söz ettiniz ve beni çok heyecanlandırdınız. Dilerseniz buradan başlayalım hocam. Siz nasıl haberdar oldunuz ve biz neyi konuşuyoruz?
2018 yılında Zeytindalı Harekatı esnasında Türk televizyonlarında bir görüntü vardı. Bu görüntüde bir ÖSO subayı harekat esnasında bir eve tespit ettiler ve evin içerisinde bir çekim yaptılar. Buranın Mustafa Kemal Atatürk'ün konakladığı yer olarak bir görüntü verdiler. Çok şaşırdım ben orada böyle Atatürk'ün 40 gün kaldığı bir yeri tarihte hiç okumamıştık, hiç duymamıştık. Çok ilgilendik, duygulandım. Ondan sonra peki buraya nasıl bir ulaşabilirim? Çünkü girmek çıkmak biraz zor bir savaş bölgesi. Bu arada ben araştırırken Mahmut Zengin Bey'i buldum arkadaşlar vasıtasıyla.
Mahmut Zengin Bey Birleşik Suriye Türkmenler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı. Aynı zamanda çocukları da orada Türkmen savaşçılar olarak ÖSO bünyesinde komutanlık yapıyorlar. İşin tevafuk tarafı o televizyon programında o evi tanıtan ÖSO subayının da Mahmut Bey'in oğlu olduğunu tesadüfen duyunca konu biraz daha ilginç hale geldi. Biz sayın valilerimizden bir dernek vasıtasıyla izin aldık. Bölgeye intikal ettik. Evi gördük, dolaştık. Çok harabe ve yıkık dökük şekilde bir ortam vardı. Şimdi tabi ilk önce bu evin hikayesini bir öğrenmemiz gerekiyordu. Orada bölge halkıyla, köy muhtarıyla falan sohbetler ettik. Onlar bize yerel bazı bilgileri bir de muhtarlığın tuttuğu bir kayıt şeyi var. Yıllardan beri tutarlarmış. Onda bazı bilgiler var. Onları aldık. Çok daha konu ilginç hale gelmeye başladı.
Köyde çok enteresan bir Atatürk sevgisi var. Hangi eve girseniz Atatürk deyince inanılmaz derecede bir ilgi ve sevgiyle karşılandığını gördük.
*Afrin, Raco Beldesine bağlı bir Hacı Halil köyü. Türkiye ile sınır ilişkisi nasıl hocam buranın?
Çok yakın. Türkiye'ye benim bildiğim bir 5 kilometre falan mesafede diyebiliyorum. O evle ilgili tabi böyle kıymetli bir mirasın nasıl ihya edileceği ile ilgili hemen Mahmut Bey ile düşünmeye başladık. Tabi buna biz kendi başımıza bir bilimsel bir mirasın kendi kararımızla ne derece doğru yapabiliriz endişesiyle bir büyüğümüz olan Şevket Bülent Yahnici Bey'i biz aradık. Yılların siyasetçisi. Bize bir yol gösterdi. Kendisi devletteki bu konuyla ilgili bazı birimlerle görüştü. Ve sizinle de görüşmemize vesile oldu.
*Dilerseniz bu noktada Mahmut Bey ile biraz konuşalım. Hem o bölgenin insanı o bölgeyi biliyor. Bize bir anlatsın aslında hatta yanlış bilinen bir şeyi de düzeltelim burada. Bir Arap aşiretinden söz ediyoruz ama aslında kökleri itibariyle bir Türkmen aşireti değil mi? Yani özlerinde Türkmen olan bir grup bu insanlar. Bu köyün yerleşikleri olarak. Atatürk ne vesileyle gelmiş hocam buraya?
Biz oranın Şerran Ağası'ndan hep aldığımız bilgiler, kayıtlar. 1918'de Sayın Mustafa Kemal Atatürk Paşa'mız Filistin'den çekildiğinde Halep üzerinden Türkiye tarafına çekildi. Bu çekilme ama savaşarak çekiliyor. Evet savaşarak çekiliyor. Zaten orada kayıtları da var. Hatta yanılmıyorsam 7. ordunun komutanlığını yapıyor. Komutanlığı evet. Zaten bir gecede şeyde kalıyor. Halep baron otelde kalıyor. 12. odada onun da kaydı var.
Hatta onunla ilgili Sinan Meydan'ın da yazıları var. Ben gittim gördüm. O otelde geldiğinde aslında bölgedeki Alman komutanı bekliyor orada. Ama onun aslında kimseye haber vermeden bölgeden çekildiğini de öğreniyor.
Yazının devamı gelecek...