Roma Yürüyüşü (Marcia su Roma), 27-29 Ekim 1922 tarihleri arasında, Faşist Parti lideri Benito Mussolini’nin iktidarı ele geçirmek amacıyla düzenlediği sembolik ve büyük ölçüde şiddet içeren bir gövde gösterisidir.
İtalya'nın dört bir yanından gelen binlerce Faşist milis (Kara Gömlekliler olarak bilinir), hükûmeti istifaya zorlamak ve Mussolini'yi başbakanlığa getirmek hedefiyle Roma’ya doğru yürüdü.
Bu olay, modern Avrupa tarihinde bir siyasî partinin, kanun dışı yollarla başkenti tehdit ederek iktidarı yasal yollardan ele geçirmesinin en çarpıcı örneği olarak kabul edilir ve İtalya’da faşist diktatörlüğün başlangıcı olmuştur.
YÜRÜYÜŞÜN NEDENLERİ
Roma Yürüyüşü, Birinci Dünya Savaşı sonrası İtalya’yı saran derin ekonomik ve siyasi krizin bir sonucuydu.
- Savaşın Etkileri ve Hayal Kırıklığı: İtalya, Birinci Dünya Savaşı’ndan büyük ekonomik kayıplarla çıktı. Savaştan umulan toprak ve nüfuz kazanımlarının (özellikle Dalmaçya kıyılarının) elde edilememesi, "kesilmiş zafer" algısını yarattı ve büyük bir ulusal hayal kırıklığına neden oldu.
- Siyasi Kaos ve Komünizm Korkusu: Savaş sonrası dönemde İtalya’da işçi grevleri, sosyalist ve komünist hareketlerin yükselişi (özellikle 1919-1920, "Kızıl İki Yıl" dönemi), burjuvazi ve toprak sahipleri arasında büyük bir komünizm korkusu yarattı.
- Faşist Hareketin Yükselişi: Benito Mussolini, bu kaosu ve korkuyu fırsata çevirdi. Faşist paramiliter güçler olan Kara Gömlekliler (Squadristi), grevcilere, sosyalistlere ve sendikalara karşı sokaklarda şiddet kullanarak burjuvazinin ve ordunun sessiz desteğini kazandı. Faşistler, kendilerini ulusal düzeni ve anayasal monarşiyi koruyan yegâne güç olarak konumladı.
- Hükûmet Krizi: 1922’de İtalya'da hükûmetler sık sık değişiyor, siyasî istikrar sağlanamıyordu. Mussolini, zayıf parlamenter sisteme karşı son darbeyi indirme zamanının geldiğine karar verdi.
LİDER MUSSOLİNİ
Benito Mussolini, bu eylemi hem bir askerî hamle hem de bir propaganda şovu olarak tasarladı.
- Lider: Benito Mussolini (Il Duce): Mussolini, yürüyüşün gerçekleştiği sırada kendisi Roma'da bulunmuyordu. Milano'da kalarak olayları yakından takip etti. Amacı, yürüyüşün askerî riskini almadan, siyasî baskısını kullanmak ve Kral'ın kararıyla iktidara gelmekti.
- Kara Gömlekliler: Yürüyüşe katılan milisler, yerel Faşist şefler (Quadrumvirler) tarafından organize edildi. Bu milisler genellikle eski askerler, gençler ve işsizlerden oluşuyordu. Koyu renkli kıyafetleri (Kara Gömlek) ve şiddet eylemleriyle tanınırlardı.
- Yürüyüşün Sembolik Boyutu: Yürüyüş, askerî açıdan büyük bir tehdit olmaktan çok, devletin otoritesini yok sayan ve monarşiyi siyasî bir karar almaya zorlayan bir ultimatoma benziyordu.
İKTİDARIN DEVRİ
Roma Yürüyüşü’nün askerî bir fetih değil, bir siyasî baskı aracı olduğu, Kral'ın kararıyla kesinleşti.
- Hükûmetin Kararsızlığı: Başbakan Luigi Facta, yürüyüşü durdurmak için sıkıyönetim ilan edilmesini talep etti.
- Kral'ın Hareketi: Kral III. Vittorio Emanuele, sıkıyönetim kararını imzalamayı reddetti. Kral, ordu içindeki Faşist sempatizanların darbe yapmasından çekiniyor ve ülkenin iç savaşa sürüklenmesinden korkuyordu. Mussolini'nin başbakanlık teklifini kabul etmesinin, en azından başlangıçta, anayasal monarşiyi kurtaracağını düşündü.
- Mussolini Başbakan: 29 Ekim 1922’de, Roma’ya bile varmadan, Mussolini’ye yeni bir hükûmet kurma görevi verildi. Mussolini, yasal yollarla başbakanlık koltuğuna oturdu.
- Faşist Diktatörlüğün Başlangıcı: Yürüyüşten sonra Mussolini, yavaş yavaş parlamenter sistemi yıprattı. 1925 yılına gelindiğinde, kendisini Il Duce (Lider) ilan ederek tek parti faşist diktatörlüğünü kurumsallaştırdı.
AZ BİLİNEN İLGİNÇ GERÇEKLER
- "Yürüyüş" Bir Blöftü: Faşist milislerin büyük bir kısmı askeri açıdan yeterince donanımlı değildi ve Roma’ya vardıklarında yorgun ve düzensiz durumdaydılar. Eğer Kral sıkıyönetim ilan etseydi, İtalyan Ordusu'nun Faşistleri kolayca dağıtacağı düşünülüyordu. Bu nedenle, Yürüyüş Mussolini'nin iktidarı ele geçirmek için yaptığı en büyük ve en başarılı blöf olarak kabul edilir.
- Mussolini'nin Tren Yolculuğu: Yürüyüş sırasında Mussolini, Milano'da kalmayı tercih etti. Kral'dan başbakanlık teklifini aldığında, Roma'ya yürüyerek değil, bir gece treniyle geldi. Bu durum, yürüyüşün askerî değil, siyasî bir zafer olduğunu vurgular.
- Savaşın Gölgesi: Roma Yürüyüşü’ne katılanların önemli bir kısmı, Birinci Dünya Savaşı gazileriydi. Mussolini, bu askerî geçmişi, Faşist hareketin vatansever ve disiplinli bir hareket olduğu algısını yaratmak için kullandı.
- Görüşmelerin Rolü: Mussolini, yürüyüş başlarken dahi Kraliyet ve ordu çevreleriyle gizli görüşmeler yürütüyordu. İktidara "yürüyerek" gelmek yerine, yasal bir atama ile gelmeyi tercih etmesi, hukuki görünümlü bir darbe yapmayı amaçladığını gösterir.
Roma Yürüyüşü, bir liderin popülist çekicilik, paramiliter şiddet ve siyasî manipülasyonu birleştirerek bir ulusun demokratik düzenini nasıl yıkabileceğini gösteren, tarihsel sonuçları açısından son derece önemli bir olaydır.