Bugün, 10 Ekim “Dünya Ruh Sağlığı Günü” 1992 yılından itibaren her yıl 10 Ekim günü farkındalık arttırmak amacıyla farklı bir temayla kutlanmaktadır. Bu kadar olumsuzluklarla dolu bir dünyada akıl ve ruh sağlığını korumak gerçekten bir mucize… Hayat pahalılığı ruh sağlığını koruyamamanın birinci sebebidir. Maaşlara yeterli zam yapılmaması insanları içinden çıkamadıkları girdap içerisinde bunalıma sokmuştur. Özellikle emeklilerle adeta dalga geçilmiştir.
Herkes için önceliğimiz, insanların ruh sağlıklarını korumalarını sağlamak için çaba göstermek ve harcamak olmalıdır. Ruh sağlığı ve korunması en önemli insan haklarındandır. Bu konu ciddiye alınmalı yeterli sayıda ruh sağlığı hizmetleri sağlanmalıdır.
Milyonlarca insanın ruh sağlığı dünyamızı saran bir virüs nedeniyle küresel ölçekte eşi benzeri görülmemiş sağlık sorunu yaratmış, çaresizlik içerisine giren insanların ruh sağlığı bozulmuştur. Dünya, virüse çareler ve çözüm yolları arayıp kontrol altına almak için mücadele ederken, insanlar tarafından yaşanan panik, korku ve bunun getirdiği endişe, tecrit ve eve kapanmalar ruhi sıkıntıları daha da artırmıştır.
Pandeminin üzerine, yetmezmiş gibi bir de savaşlar, göçler, iklim değişiklikleri, yaşanan afetler, gıda endişesi, işsizlikle birlikte ekonomik kriz de eklenince gelecek endişesi duyan insanların çoğalmasıyla ruh sağlığı bozulanların sayısı çoğalmıştır. DSÖ Dünya Sağlık Raporlarına bakıldığında milyonlarca insan ruh sağlığını koruyamadığı gibi insanlar büyük sıkıntılar yaşamıştır. Durum böyle olunca da dünya çapında ruh sağlığına ne kadar büyük bir önem verilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.
İnsanlar kendileri veya yakınları için kaygı ve korku duyuyor. Çaresizlikten bunalıma giriyor ve stres yaşamak zorunda kalıyorsa bu bireylere ve ailelerine sürekli destek verilmesi gerekiyor.
Krizler, intihar düşüncesi olanların sayısında artış gösterdiği gibi intihar edenler sayısında da artışa sebep olmuştur.
Psikiyatrik bozukluğu olan kişilere müdahale edilmesi kişilerin yaşam kalitesini artırmakta ve iyileşme oranları bu tedavilerle artmaktadır. Bu gerçek nedeniyle insanların ruh sağlığını kazanabilmesi için tedavilerine önem verilmelidir.
Dünya bütün felaketlere karşı hazırlıksız yakalandı. Sağlık sistemi başta olmak üzere ekonomik sistemlerde dâhil küresel sorunlara karşı başa çıkılamadı.
Ruh sağlığı konusu ciddiye alınmalı bu konuda acilen yasa çıkartılmalıdır.
Ruh sağlığı nedir?
DSÖ’ye göre ruh sağlığı; kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirdiği, stres faktörleriyle baş edebildiği, toplumda üretken ve verimli olduğu, iç denge halini sağladığı halidir.
İnsanların en önemli güvencelerinden bir tanesi iş yaşamlarında huzurdur. Bir iş sahibi olmak, kişiler için son derece önemlidir. Gelir kaynağı olmasının yanı sıra sosyal ilişkiler kurulmasına ve kişinin topluma katkı sağlamasına yardım etmektedir. İnsanlar iş yerlerinde aidiyet bağı kuramaz ve kurumsal bağda zayıflık hissederlerse ruh sağlıkları bozulur. Mobing gibi insancıl olmayan yaklaşımlar görülmesi, çalışma alanında kendisine sert ve kötü davranılması emeğine takdir gösterilmemesi adaletsiz davranılması adaletsiz ve ilgisiz davranılması kişiler üzerinde onarılması ve telafisi güç yıkımlar yaratmaktadır.
Çalışanın iş yerinde ruhsal sorunları başladı mı bu iş kişinin devamsızlığına, yeterli üretim yapıp iş çıkaramamasına ve dolayısıyla maliyetin artmasına neden olmaktadır. Bütün iş kayıpları hesaplandığında büyük rakamlara ulaşılmaktadır. Bu durum ekonomiye büyük zararlar vermektedir.
Üretimin artırılması ve maliyetin makul seviyelere çekilebilmesi için çalışanlarının ruh sağlığına önem veren işverenlere ihtiyacı vardır. Diğer hastalıklara verilen önem kadar ruhsal hastalıklara da önem verilmeli çalışanlara ona göre ortam hazırlanmalıdır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 1948 yılında yaptığı tanımda; sağlık, sadece bedensel değil, ruhsal ve sosyal yönden de tam bir iyilik hali olarak belirtilmiştir. DSÖ ruh sağlığına önem vermektedir.
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü kutlu olsun.