Mehmet Turan Sapaz
2000’lerin fenomen dizilerinden Dexter’ın hikâyesini derinleştiren "Dexter: Original Sin", 13 Aralık’ta izleyicilerin karşısına çıktı. ABD’de Showtime kanalında ve dijital platform Paramount+’ta birer gün arayla yayınlanmaya başlayan dizi, izleyicilerden büyük ilgi gördü.
Yayınlandığı ilk üç gününde toplam 2.1 milyon kişi tarafından izlenen "Original Sin", Showtime tarihinin dijital ortamda en başarılı çıkış yapan dizisi oldu. Bu performans, dizinin yapımcılarını ve Paramount+ platformunu oldukça memnun etti. Serinin ilk bölümünün aldığı olumlu tepkiler, Dexter evrenine olan ilgiyi yeniden kanıtladı. Ancak dizinin bu güçlü başlangıcını sonraki bölümlerde sürdürüp sürdüremeyeceği merak konusu.
"Dexter: Original Sin", izleyiciyi orijinal dizide anlatılan olayların öncesine, 1991 yılına götürüyor. Dexter Morgan’ın 20’li yaşlarının başındaki gençlik dönemine odaklanan yapım, karakterin içindeki öldürme dürtüsüyle mücadelesini ve babası Harry Morgan’ın ona öğrettiği "Harry Kanunları"nı ele alıyor. Harry Morgan, Dexter’ın bu karanlık dürtüsünü yalnızca kötü insanlara yöneltmesi gerektiğini savunarak onu kontrol etmeye çalışıyor.
Genç Dexter Morgan karakterini Patrick Gibson canlandırırken, babası Harry Morgan rolünde ise usta oyuncu Christian Slater yer alıyor. Michael C. Hall’un ikonik hale getirdiği Dexter Morgan karakteri, bu prequel dizisinde yeni bir yorum kazanmış durumda.
Dexter hayranlarını heyecanlandıran "Dexter: Original Sin", dizinin kökenlerine farklı bir bakış açısı sunuyor. Devam eden bölümlerde izleyici kitlesini daha da artırması beklenen yapım, serinin hayranları için kaçırılmaması gereken bir yapım olarak öne çıkıyor.