Dağdan Gelip Bağdakini Kovmak

Maaşlar ve ikramiyeler bayram öncesi zamsız olarak bankalarda bulunan maaş hesaplarına yatırıldı. Ve geldiği gibi borçlara...

Maaşlar ve ikramiyeler bayram öncesi zamsız olarak bankalarda bulunan maaş hesaplarına yatırıldı. Ve geldiği gibi borçlara gitti. Bugün bir meyva canınız çekse almak için markete uğrasanız, etiketleri görseniz inanın iştahınız kaçar almaktan vazgeçersiniz. Birkaç örnek verebilir misin? Derseniz Üzüm ve kirazı örnek verebilirim. Bugün gittiğim markette Üzüm 80 TL Kırmızı üzüm 83 TL Kiraz 80 TL etiketlerine sahipti.

Bu fiyatlardan bunları tüketecek kaç tane babayiğit var? memlekette. Yok denecek kadar az.

Bir iki yıl öncesine kadar yaz tatillerini geçirdiğim bir beldenin sahilleri halka açık ve ücretsizdi. Yöre halkı toplu taşıma araçlarından da ücretsiz yararlanabiliyordu. 65 yaşından büyükler hiç ücret vermezlerdi. Gençler verselerde komik denecek ücretlerle hizmetten yararlanabiliyordu. Gel zaman git zaman önce halk plajı ikiye bölündü. Bu durum belde halkını oldukça rahatsız etti. Herkeste bir panik başladı. Herkes başına geleceği anlamıştı. Belli ki bu sahiller ellerinden çaktırmadan alınacaktı. Önce Kültür ve Turizm Bakanlığı bu sahillere halk plajlarına el attı. İlk seneyi insanları uyandırmamak ve insanları birdenbire ürkütmemek için ücretsiz yaptı. Ve daha sonra dananın kuyruğu koptu. Otopark parası ve kişi başı şezlong parası adı altında yüksek paralar istenmeye başlandı. Bu durum yöre halkını halk plajından uzaklaştırmanın bir parçasıydı. Bu bölgede birbirine yakın üç plaj oluşturuldu. Birisi ücretsiz hale getirildi. Adeta insanlara gidiyorsanız oraya gidin buraya gelmeyin mesajı verildi. Oraya ücretsiz caravan kampı da kuruldu. Karavancılar bu durumdan memnun. Lüks oteller bölgelerindeki halk plajları istenen paraların halk için yüksek olması nedeniyle halkın gidebileceği yer olmaktan çıktı. Bu beldenin belediye plajlarında hizmette sınır yoktu. Gündüzleri deniz sefasından sonra akşam da belde halkının geaşka bir zinti ve eğlence yeriydi.

Fiyatlar son derece makuldü. Gitar dinlemek isteyen o lokantaya, Türk Sanat Müziği dinlemek isteyen başka bir lokantaya, Halk Müziği dinlemek isteyen de diğer bir lokantaya takılıyor, sevdiği hoşlandığı müziği dinleyebiliyordu. Alkollü yerler de vardı. Yemek çeşitleri boldu. Kebap isteyen kebap. Balık isteyen balık, mantı isteyen de mantı yiyebiliyordu. Çeşit boldu. Sonra belde belediyeleri kaldırıldı. İlçelere bağlandı. İlçe belediyeleri de bu hizmetleri ortadan kaldırdı. Kimsenin gelip gitmek istemediği yerler haline getirildi. Daha sonra da ilçe belediyelerinin elinden alındı ve bu sahiller ve plajlar Kültür ve Turizm Bakanlığı emrine verildi. Onun bünyesindeki özel şirketlere işletmeye verildi. Daha önce Turizm açısından sokakları ve dükkanları dolup taşan belde de ticari hayatta yavaş yavaş felce uğradı. Esnaf iş yapamaz hale geldi.

Arabası olan ücretsiz plaj yerine rahatça gidebilir ancak arabası olmayan ve yaşlı olanlar ne yapacak onlara ücretsiz servisler sunma gayretine de gidilmedi. Belde ileriye gideceğine devamlı geriye gitti. Yaz gelirken yazlıklarına koşarak gelen insanların ayaklarının geri geri gittiği görüldü. Herkesin otel açması arsa fiyatlarının da fırlamasına sebep oldu. Herşey zengine yarıyordu. Ev ve arsa fiyatları son yıllarda uçmaya başladı. Halk için erişilmez oldu. Bu sene gördük ki deniz kenarında halk plajının ikiye bölündüğü yerde denizen kenarında eskiden halk plajı olarak bilinen yerde devasa bir inşaat yükseliyor. Plajın kim için ikiye bölündüğü de yakında ortaya çıkacak.