Eski Milli Eğitim Bakanları Nabi Avcı ve Yusuf Tekin döneminde başlatılan proje okul sistemi bugün 2 153’e ulaşmış durumda. 80 000 öğretmen ve 5 000 yönetici, Milli Eğitim Bakanı tarafından doğrudan atanıyor. Özçağdaş, “Bu sistem ne Almanya’da ne de başka bir ülkede benzerine rastlanmayacak düzeye ulaştı” diyerek merkezi atama usulüne tepki gösterdi.
Sınav ve Torpil Piyasası Eleştirisi
Proje okulları girişinde öğrenciler sınavla seçilirken, öğretmenlerin atanmasının “torpil piyasasına” teslim edildiğini vurgulayan Özçağdaş, “Saray iktidarının bileşenlerindeki parti teşkilatları, yandaş sendika ve müdürlerin listeleriyle öğretmenlerin kaderi oynanıyor” diyerek, sistemin liyakate değil, siyasi bağlantılara dayandığını savundu.
Cemaat Vakıflarına “Okul Hamiği” Eleştirisi
Özçağdaş, yeni yönetmelikte proje okullarına sivil toplum kuruluşlarının “okul hamisi” olarak atanmasının öngörüldüğünü vurguladı. Okullarda Ar-Ge koordinatörü ve akademik danışma kurulu gibi unsurların cemaat ya da tarikat yapılarının kontrolüne verileceğini belirterek, “Bu okullar FETÖ’nün yerine Cihannüma okulları olabilir” diye uyardı.
Yabancı Dilde Yabancı Personel Tartışması
Yönetmelikle birlikte yabancı dilde eğitim verilen proje okullarına, “o dilin konuşulduğu ülkelerden kişiler” gelebilir deniliyor. Bu kişilerin öğretmen olma zorunluluğu yok ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaları gerekmiyor. Özçağdaş, yabancı eğitim personelinin sistemin kontrolünü daha da güçlendireceğini ifade etti.
Danıştay’da İptal Talebi ve Yeni Döneme Hazırlık
CHP’li heyet, Yönetmeliğin Anayasaya ve mevcut kanunlara aykırı olduğunu belirterek, Danıştay’a “yürütmenin durdurulması” ve “iptal” için başvurdu. Başkan Yardımcısı Özçağdaş, “Bu yönetmelik bizzat Milli Eğitim Bakanı tarafından devletin kendi okullarına el konulması projesidir” ifadelerini kullandı ve Danıştay’dan acil karar beklediklerini dile getirdi.