21 Ekim 1860’ta ilk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’in yayımlanmasıyla temelleri atılan gazetecilik, bugün hala halkın doğru bilgiye ulaşma hakkının en önemli güvencesi olarak görülüyor.
Basının doğuşu: Kalemin topluma açılan kapısı
Türkiye’de basın tarihi, 21 Ekim 1860’ta Agah Efendi ve Şinasi’nin çıkardığı Tercüman-ı Ahval ile başladı. Bu gazete, sadece haber vermekle kalmadı; düşüncenin, eleştirinin ve özgürlüğün sesi oldu.
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti, bu anlamlı tarihi yaşatmak amacıyla 1960 yılında PTT iş birliğiyle özel bir anma pulu bastırdı. O günden bu yana 21 Ekim, Gazeteciler Günü olarak kutlanıyor.
Gazeteciliğin görünmeyen yükü: Yıpranma payı mücadelesi
Gazetecilik, 7 gün 24 saat süren bir meslek. Gecesi, gündüzü, tatili yok. Deprem bölgesinden savaş hattına, meclis koridorlarından adliye önlerine kadar her yerde görev yapan gazeteciler, büyük bir stres ve risk altında çalışıyor.
Bu nedenle “yıpranma payı” gazeteciler için bir ayrıcalık değil, mesleğin doğasından kaynaklanan bir hak. Ancak 2013’te yapılan yasal düzenlemeyle bu hak birçok basın çalışanı için sınırlandırıldı.
Gazeteciler ve sendikalar, yıllardır “Basın, halkın gözü kulağıysa o gözün kapanmaması için hakkımızı istiyoruz” diyerek bu düzenlemenin yeniden genişletilmesini talep ediyor.
Doğru haber neden hayati?
Bilgi çağında yanlış haberin hızı, doğrunun etkisinden çok daha fazla. Bir yanlış bilgi, toplumda panik yaratabilir, bir insanın hayatını karartabilir.
Bu yüzden gazeteciliğin en büyük sorumluluğu, doğruluktan sapmadan kamuoyunu bilgilendirmektir.
Gazeteci; olayın tarafı değil, tanığı olmalı. Haberin amacı, yönlendirmek değil, gerçeği ortaya koymak olmalı.
Doğru haber, sadece gazeteciliğin değil, demokrasinin de temelidir.
Gazetecilik ilkeleri: Kalemin vicdanı
Gazetecilik; etik değerler, tarafsızlık, kamu yararı ve kişilik haklarına saygı üzerine kurulur.
Bu ilkelerden uzaklaşıldığında, habercilik manipülasyona, bilgi kirliliğine ve güven kaybına dönüşür.
Bu yüzden gazetecilik bir meslekten öte, vicdanlı olma sanatıdır.
Son söz: Gerçeğin nöbetçileri
Gazeteciler, tarih boyunca gerçeğin peşinde yürüdü.
Kimi zaman baskıyla, kimi zaman sansürle, kimi zaman da tehlikeyle karşılaştılar ama kalemlerini bırakmadılar.
Bugün 21 Ekim, sadece bir kutlama günü değil; özgür basının, doğru bilginin ve halkın haber alma hakkının hatırlandığı bir gün.