Aynı gün, aynı fail tarafından öldürülen Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in ölümünün ardından 1 yıl geçti, Adalet arayışı devam ediyor.

Aynı Gün, Aynı Fail, İki Genç Kadın

Olay günü, fail Semih Çelik, önce Eyüpsultan’daki evinde Ayşenur Halil’i katletti. Yaklaşık yarım saat sonra ise Fatih Edirnekapı surlarına giden Çelik, İkbal Uzuner’i öldürüp cesedini parçaladı. Genç kadının başı surlardan aşağı atıldı. Saldırgan, cinayetlerin ardından intihar etti.

Takipsizlik Kararı Tepki Çekti

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, failin ölmesi nedeniyle dosyada “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdi. Ancak Ayşenur Halil’in ailesi, karara itiraz etti. Aile, olayın planlı olduğunu ve olayın arkasında başka isimler ya da ihmaller olabileceğini savunarak dijital delillerin yeterince incelenmediğini öne sürdü.

Ayşenur’un cep telefonuna ulaşılamadığı, şifresinin kırılmadığı ve kritik verilere erişilemediği belirtildi. Aile, soruşturmanın yüzeysel yürütüldüğünü iddia ederek yeniden açılması talebinde bulundu.

"ARTIK YETER"

Katliamın ardından ülke genelinde tepkiler büyüdü. Üniversitelerde ve şehir meydanlarında protesto gösterileri düzenlendi. Kadın cinayetlerine karşı ses yükselten yüzlerce kişi, “Artık yeter” diyerek adalet çağrısında bulundu.

Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü’nde yapılan anma ve protesto eylemine katılan bazı öğrencilere üniversite yönetimi tarafından disiplin cezası verildi. Öğrencilere, “yükseköğretim kurumunun huzurunu bozmak” gerekçesiyle kınama cezası uygulandı.

Ayşenur ve İkbal’in Ardından...

Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in isimleri, Türkiye’de kadın cinayetlerine karşı verilen mücadelenin sembollerinden biri haline geldi. Aradan geçen bir yılda ne acı hafifledi ne de vicdanlar sustu. Aileler, arkadaşları ve toplum, hala aynı soruyu soruyor:

“Ayşenur ve İkbal’i kim koruyacaktı?”

Tanal'a Silivri Cezaevi'nden mektup var!
Tanal'a Silivri Cezaevi'nden mektup var!
İçeriği Görüntüle

Muhabir: Haber Merkezi