ANKARA’YA ATILAN TARİHİ ADIM

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişi, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde tarihsel bir dönüm noktasıdır. 27 Aralık 1919’da Ankara’ya ulaşan Atatürk, bu şehirde yalnızca Kurtuluş Savaşı’nın yönetim merkezini kurmakla kalmamış, aynı zamanda modern Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini de atmıştır.

Abone Ol

Ankara’ya yapılan bu stratejik tercih, siyasi, askeri ve sosyo-kültürel açıdan derin anlamlar taşımaktadır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu şehre gelişi, yalnızca bir yolculuk değil, bir milletin yeniden ayağa kalkışının başlangıcıdır.

O günlerde Ankara, bugünkü kalabalığından, caddelerinden ve görkemli binalarından çok uzaktı. Mütevazı bir Anadolu kasabasıydı. Ancak Atatürk, harap bir imparatorluğun küllerinden doğacak yeni devletin merkezini, gösterişli saraylarda değil; Anadolu’nun kalbinde, halkın tam ortasında kurmayı tercih etti. Bu tercih, aslında verilecek mücadelenin de karakterini ortaya koyuyordu.

İstanbul işgal altındaydı. Saray çaresizdi. Millet ise umuda muhtaçtı. Ankara, hem güvenli hem de direnişe elverişli bir merkezdi. Ama asıl önemlisi, Anadolu insanının iradesini ve direncini temsil ediyordu. Atatürk’ün Ankara’ya gelişiyle birlikte bu şehir, Kurtuluş Savaşı’nın karargâhı hâline geldi.

23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ankara’da yakılan istiklal ateşinin kurumsal karşılığı oldu. Artık kararlar saraylarda değil, milletin temsilcileri tarafından alınıyordu. Bu, yalnızca yeni bir meclisin açılması değil; yüzyıllık bir yönetim anlayışının sona ermesi demekti.

Cumhuriyet’in ilanından sonra Ankara’nın başkent yapılması da bu anlayışın doğal bir sonucuydu. İstanbul geçmişin ihtişamını, Ankara ise geleceğin umudunu temsil ediyordu. Cumhuriyet, kendine yeni bir başkent seçerken, aslında yeni bir zihniyetin de altını çiziyordu.

Bugün Ankara’nın sokaklarında yürürken, her köşe başında bu tarihsel mirasın izlerine rastlamak mümkündür. Çünkü Ankara, sadece bir başkent değil; bağımsızlığın, kararlılığın ve halk iradesinin simgesidir.

Ve belki de bu yüzden, Atatürk’ün Ankara’ya attığı o adım, hâlâ bu ülkenin en sağlam temellerinden biri olarak durmaktadır.