* Bu bir tevafuk gibi, şimdi anımsıyorum. Sakarya Savaşları'yla ilgili bir konferansa katılmak üzere, hem de konuşmacı kimlikleriyle katılmak üzere, ben isimlerini biliyorum, iki tane üst düzey akademisyen, Adapazarı'na gitmişler, toplantı yerini öğrenmek için. Sakarya Savaşı deyince onların akıllarına Adapazarı gelmişti. Müthiş bir ironiydi söylediğiniz, doğru.
- Yani bu hallere düşmemek gerek. Öncelikle bizim Polatlı halkına anlatmamız lazım. Özellikle o yönetim planı içerisinde bulunan asıl bölge, bölgelerdeki köylere, köy muhtarlarına, köy halkına burayı anlatmamız lazım. Onların içerisinde gönüllü tanıtım elçilerini oluşturmamız lazım. Ve aynı zamanda buradaki esnafı çok iyi eğitmemiz lazım. Geldiği zaman bir yabancı turiste nasıl davranacağını, nasıl yardımcı olacağını, ona Gordion'u da anlatabilecek bilgi seviyesine ulaştırmamız lazım.
* İnsanın gözü arıyor. Hep beraber biliyoruz ki o Tümülüs’te önce biz onu Kral Midas'ın mezarı zannettik ama sonra anlaşıldı ki Gordias'ın ya da Gordios'un mezarı, babasının mezarı. O mezarda hatta şimdi tarihsel olarak da kanıtlanmış bir biçimde yedikleri son yemek var. İçindeki ürünler biliniyor. İnsanın gözü arıyor. Çünkü Polatlı'da bir restoran, Frig restoranı, Frig yemekleri deyip bir tarif bile arıyor değil mi?
- Tabii. Bunlar hepsi aslında düşünülen şeyler ama bunu harekete geçirecek müteşebbüs insanlara ihtiyaç var. Bunlar biliniyor. Bunlar hepsi kayıtlarda var. Bunun ihtiyaç olduğu da konuşuluyor. Kurullarda da konuşuluyor. Konuşuluyor fakat bunu hayata geçirecek birine ihtiyaç var. Buna da bence en önemli kişiler yerel ve genel yönetimler.
Belediye başkanımız var ama belediye başkanıyla birlikte diğer kurumların da buna destek veriyor. Çünkü alan çok paydaşlı bir alan. Şu anda belediyenin orada bir çivi çarpması için bir izin alması gerekiyor. Çünkü bir numaralı sit alanı, üç numaralı sit alanı ve burada yapacak her türlü yapıdan, her türlü girişimden mutlaka koruma kurumundan, mutlaka kültür bakanlığından, mutlaka alan başkanlığından, mutlaka diğer bakanlıklardan izin alması gerekiyor. Bu da süreci uzatıyor. Elimizi çabuk tutmamız lazım. Süreci uzatıyor. İşte Gordion Vakfı burada devreye giriyor.
* Ne yapacak Gordion Vakfı? Daha doğrusu ne yapıyor diye soracağım. Kurulalı herhalde bir aylarla tarif edilebilir. Birkaç aylık bir vakıfsınız. Ama ben izleyicilerimiz de öğrensin istiyorum. Bir sürü de üretiminiz var.
- Şimdi Gordion Vakfı ilk başta kurulma amacı bu değerimizi tanıtmak. Hak ettiği yere taşımak. Bunun için de bizler kurulu kurulmaz. Hemen ilk yaptığımız iş, daha önce derneğimizin bütün mal varlıklarını Gordion Vakfı'na aktardık. Ankara Kalkınma Ajansı ile birlikte Altın Eller Polatlı işleri üretiyor projemiz kapsamında ürettiğimiz hediyelik eşyaları daha da fazla bir sistemle şu anda üretime geçildi. Gordion'daki satış yapan güçlere bu ürünleri vermeye başladık. Aynı zamanda Polatlı içerisindeki şubelerimizi açtık. Ve bu şubelerde yavaş yavaş bu malzemeler satılıyor. Satılıyor derken buradaki amacımız kar etmek değil. Bu hediyelik eşya üzerinden Gordion'a insanlar dokunmasını sağlamak.
Yani eline aldıkları bir objeyi bu Gordion'dan çıkmış, bu kralın mezarından çıkmış demesi bile Gordion için büyük bir tanıtım. Çünkü şu ana kadar Polatlı'da, Ankara'da Gordion'la ilgili hediyelik eşyalar üretimi yoktu. Çok azdı. Kalede birkaç yerde üretiliyordu. Anadolu Medeniyetler Müzesi'nin girişinde de ufak tefek çalışmalar vardı. Ama onu yaygınlaşmamıştı. Yaygınlaştırmak istiyoruz. Hem Polatlı'da hem Ankara'da yaygınlaştırmak istiyoruz.
İkincisi Gordion'u sanatla tanıtmak istiyoruz. Yani bunun için de bu sene ilkini yaptık. Gordion Arkeo Film Festivali’ni düzenledik. İnanılmaz güzel bir projeydi. Çok ödül dağıttık çok da ödül aldık. 87 ülkeden 827 tane film geldi. Ve inanılmaz filmler geldi. Mesela birinci İran'dan bir yapımcımız oldu. Yönetmenimiz Portekiz'den geldi, ödül aldı. Yabancı ülkelerden katılımlar oldu. Bir de Gordion filmiyle sizin de katkılarını da yapımcılığını üstlendiğiniz Kadir Uluç Bey'in yönetmenlerini yaptığı filmimiz de onlarca ödül aldı Avrupa'da. Evet. O da farklı bir boyut. Yani sanatla... Sanatla Gordion'un tanıtımın altında. Sanatla derken biz iki yıldır da aynı zamanda Gordion'un Çobanları ve Midas'ın İzindeki belgeselle dünyadaki bütün film festivallerine katılmaya çalışıyoruz. Yani İngiltere'den tutun da Yunanistan'a kadar. Ondan sonra İngiltere'den Amerika'sına kadar. Bütün film festivallerine katıldık. Bu sene yalnızca İtalya'da dört tane film festivalinde finale kaldık. Yunanistan'daki de öyle. Bunlar da çok önemli. Yani sizi en azından oradaki insanlar en ünlü tiyatro ve en ünlü gösterim alanlarında Gordion'u izliyorlar. Gordion'u konuşuyorlar.
* Ama bir kolay yolumuz var diye düşünüyorum hocam Gordion diye bir şehir olsaydı anlatımında güçlük olurdu ama Midas'ı bilmeyen kıta Avrupası’nda çocuk yoktur diye düşünüyorum. Değil mi? Mesela yani Midas üstünden bir Gordion tanıtımı da işimizi kolaylaştırıyor. Eşek kulaklığı Midas.
- Gordion'u aslında bizden çok yabancılar iyi biliyorlar. Çünkü dediğiniz gibi eşek kulaklığı Midas'ı o Lir Savaşlarını biliyorlar, müzik savaşlarını biliyorlar. Tuttuğunu altın yapan efsanesiyle. Bunlar kitaplara konu olmuş şeyler ve bunlar üzerinden çocuklara bazı çizgi filmlerle, çizgi romanlarla falan bunlara bazı mesajlar veriliyor. Örneğin işte o tuttuğunu altın yapan efsanesiyle aç gözlü olmayın. Doyumsuz olmayın. Yani bunları öğretiyorlar. Bir de sorunu çözerken Büyük İskender gibi aceleci davranmayın, kılıcınızla kesmeyin. Zor ve karmaşık olaylar karşısında mutlaka aklınızı kullanın. Aklınızı mantığınızı kullanın ve sabırlı olun. Bu aklınızı ve sabrınızı kontrol ettiğinizde mutlaka o sorunu çözersiniz diyorlar çocuklara.
Bu mesajlarla zaten Gordion'u tanıyor yani. Bizler bunun üzerinde zaten dediğiniz gibi Midas üzerinden, yalnızca Midas alsanız bile Midas üzerinden birçok şey yaratırsınız ve Gordion'u çok rahatlıkla tanıtırsınız. Ama bunları koordine edecek bir kurum, Gordion Vakfı olarak bunu yapmaya çalışıyoruz. Yani bunu yaparken de biz birdenbire bunu ortaya atmadık. Yine attığımızı mantığımızı kullandık. Türkiye'deki dünya miras alanlarını inceledik. Kimden ne yapıyor, nasıl tanıtıyor, Göbekli Tepe'yi nasıl tanıtıyor, kim tanıtıyor, Efes'i kim tanıtıyor, nasıl tanıtıyor. Bunları hepsini inceledik. Dedik ki demek ki böyle bir kuruma ihtiyaç var, bir vakfa ihtiyaç var. Her yönetimde devlet arasındaki o boşluğu da olduracak. En güçlü sivil toplum örgütü. O sivil toplum örgütü üzerinden bunu yapabiliriz. Bizler de böyle yola çıktık ama baktık doğru yoldayız ve devam ediyoruz. Şu anda yaptığımız şey birçok proje üretiyoruz. Bu projelerin gönüllü gruplarımız var, kurullarımız var. Onur Kurulu'ndan tuttuğumuz eğitim kurulumuna kadar, sanat, kültür kurulumuna kadar, iletişim ve basın kurulumuna kadar kurumlar, eğitim kurulumumuz var, komitelerimiz var.
Bu komitelerle gönüllü arkadaşlarımızla birlikte projeleri üretiyoruz ve bu projeleri devletin ilgili kademelerine götürüyoruz. Yani o projeleri diyelim ki Ankara Kalkınma Ajansı'na, İl Kültür Müdürü'ne, diğer kurumlarımıza götürüyoruz. Bizden yardım istediklerine alanda olan, çalışan kişiler olarak bizler her konuda hem de onlara yardımcı olmuş oluyoruz. O projelerin bazıları küçük bütçeli olan projeleri zaten vakıf üzerinden kendimiz hayata geçiriyoruz. Ama daha bizi aşan projeler olduğunda da iki tane kurumu, üç tane kurumu bu projenin içine katarak bu projeyi uygulamaya çalışacağız önümüzdeki dönemde.
Gordion'a yapılması gereken çok iş var. Bu Gordion Vakfı da bunun belli bir bölümünü üstlenmiş durumda. En azından karşılama merkezinde yapılacak şeyler, hediyelik eşyalar, eğitimi, ileride bu yıldan itibaren eğer bakanlık da izin verirse. Çünkü Amerika'dan gelen Ayşe Hoca'mız her yıl kültürel miras eğitimi veriyordu. Bu kültürel miras eğitimini biz daha da yaygınlaştırarak bu yıldan itibaren Gordion Vakfı'yla, bakanlığımızla, belediyemizle birlikte, Polatlı Belediyesi'yle birlikte vermeyi düşünüyoruz. Kültürel miras eğitimini hem o köylülerimize hem çevredeki diğer köy ve Polatlı'daki esnafımıza vermeyi düşünüyoruz.
* Anlıyorum, hazırlıklısınız. Dilerim temponuz, aynı Sakarya Savaşları sırasında o süreçte gösterdiğiniz, POTA'da gösterdiğiniz performans da bu vakıfta sanki işleyecek gibi görünüyor. Söyleyeceğiniz birkaç şey varsa onları alayım ve programımızı kapatalım.
- Söyleyeceğim şey, son olarak şunu söylemek istiyorum. Bu bir ortak değer ve bu ortak değerde düşündüğümüz ne olursa olsun. Önceliğimiz Gordion olsun. Bu Gordion'un üzerinde de bu değer üzerinde buluşabilirsek, yol alabilirsek çok kısa sürede Ankara'nın batıya açılan turizm kapısını oluşturmuş oluruz. Ve bu Ankara'ya çok büyük değer katacak. Ankara'nın büyük bir değeri ve Ankara Gordion üzerinden yalnızca giderse bile turizmle, zaten Anıtkabir'le, zaten Ankara Kalesi’yle, zaten Cumhuriyet'in kuruluş hikayesi ve felsefesiyle Ankara zaten bir büyük turizm potansiyeline sahip.
* Ben hem akademik hayatımda, dersler sırasında bütün Ankaralıların Gordion Antik Kenti'ni mutlaka gezmeleri gerektiğini defalarca altına çizdim. Böyle bilinirim. Polatlı ziyaretinizde de ister Gordion'la bağlı ya da Gordion'dan bağımsız olarak Polatlı'nın merkezinde geçmişte hamam olarak kullanılmış, günümüzde restorasyonuyla bir büyük yapıya dönüşen bir kompleksi var. Burada işlikler var. Polyesteri, ahşabı, metal işçiliği, hediyelik eşyalarının üretildiği mekanlar. Bunların tamamı hem Gordion Vakfı ve POTA'nın iş birliğiyle üretiliyor. Bir de çok zarif, çok butik.
Bu bahsi geçen mekanları da mutlaka ziyaret etmelisiniz. Buradan dönerken Frig uygarlığına dair özel eşyalara da sahip olabilirsiniz.