Ankara'da Tutuklanan Amerikan Askerleri

Bülent Yılmazer’le konuşacağız. ODTÜ Havacılık Tarihi Bölümü öğretim görevlisi, aslında bir makine mühendisi ama bir havacılık düşkünü. Öyle bir mekandayız ki, burada yaklaşık 5000 havacılıkla ilgili kitap var, binlerce dergi, binlerce fotoğraf var. Ben Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda böyle bir zenginlik olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Bülent bey hem bir koleksiyoner hem de bir araştırmacı. Havacılık Tarihine dair ne kadar obje varsa bulabildiklerini, yüksek bedeller ödeyerek koleksiyonuna katmaya devam ediyor. Bugün Bülent Bey'le 1942 yılına götüreceğiz sizi. Bir havacılık hikayesi dinleyeceğiz. Türk topraklarına zorunlu iniş yapan, bir grup Amerikalı asker, bir süre esir muamelesi görmüyorlar ama tutuklanıyorlar. Onların hikayesini ve onların bu topraklardan kaçış hikayesini dinleyeceğiz. Neler olmuş 1942 yılında?

-Anlatacağımız olayın Türkiye’yi daha çok ilgilendiren kısmı haziran 1942’de geçiyor. 69 yıllık hikaye paylaşacağız. Hem Türkiye'de hem de bakarsanız Amerika Birleşik Devletlerindeki belgelerde ve arşivlerde bile çok eksiği olan, bilinmeyen. 1942 yılında, özellikle itiş-kakış diyeceğim, kavga arasında, mücadele arasında-

-Türkiye kendi safına çekmek isteyen güçlerin savaşı içinde.

-İçinde Amerika biraz unutulmuş bir konu. 1942 yılında dünyadaki savaşın durumuna bakacak olursak 1941’in Aralık, Japonlar baskın yapmışlar, Amerika fiilen savaşın içine girmek durumunda kalmış. Kuzey Afrika cephesinde İngilizlerle, Alman birlikler arasında büyük bir mücadele var.

-Petrol savaşı.

-Evet, mücadelenin temel sebebi işte bu. Aslında Hitler'in her ne kadar Dünya Savaşını başlattığı günden itibaren, Avrupa topraklarında çok ilerlemişti. En büyük eksiği halen petrol. Petrol sadece yakıt değil, petrol sentetik her türlü malzemenin ham maddesi. Bundan dolayı çok önemli. Bir taraftan İtalya'nın da Akdeniz’i İtalyan gölü haline getirme sevdasından Kuzey Afrika’ya saldırması, orada yetersiz gücünden dolayı kayba uğraması. Müttefiki Almanya'nın ona destek vermesi. Temel sebep İtalya’ya destek vermek ama asıl oradaki olay Ortadoğu petrollerine ulaşmak istiyor. Rusya'ya saldırması da, hedef büyük şehirler gibi gözükse de, asıl hedef Kırım kuzeyinden, Kafkas petrollerine sarkmak. Amerika ise Japonya üzerine bombalama yapmak istiyor. Bunu da Pasifik’ten yapmak çok zor. Mesafe çok büyük. Amerika kötü bir haber alıyor. Japonya karaasyasına çıkarak, Çin’de ilerlemeye başlıyorlar. Amerika’nın kullanmak istediği tesisleri işgal etmeye başlıyorlar. Amerika'nın İngiltereye teslim etmek üzere yola çıkardığı uçaklar ise bu tehlikeden dolayı Sudan’da bekliyor bir süre. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Rusya Amerika madem savaşa girdi, ikinci bir cephe açması gerekiyor, Almanya’ya karşı daha aktif olmalı diye taleplerde bulunuyor. Böylece Sudan’da bekleyen hava filosuna, İkinci Dünya Savaşı'nda, Avrupa'daki bir hedefe karşı ilk hava saldırısı bu filoya görevlendiriliyor. Çöldeki kum taneleri uçaklar ıçın en zararlı şeylerde biri. Hele ki rüzgarla, yüksek hızlarla savrulduğu zaman. En küçük çatlaktan içeri girer, çalışan parçaları bozar, aşınma yapar. O yüzden uçaklardan anca 13 tanesi bu göreve hazır hale getirilebiliyor. O dönemde Türkiye bağımsız bir ülke, ben söylüyorum Türkiye o dönemde kurtlarla dans ediyor. Türkiye’yi kendi yanlarında savaşın içine sokmaya çalışıyorlar. Dönemin gazetelerinde görüyoruz. Uçakların yakıt kapasiteleri yapılacak harekatı gerçekleştirebilecek nitelikte değil. Albay bağımsız bir ülkenin hava sahasına girmek umurumda olamaz, benim ekibimin sağlığı hepsinden daha önemli diyor. Bu şekilde harekat başlıyor.

-Uçaklar kalkıyor, bombardıman tamamlanıyor, dönüş yolunda Anadolu toprakları var.

-Dönüşte Rusya Amerika’nın yakıt ihmal talebine  cevap vermediği için, mutlaka Türkiye üzerinden, Irak’taki İngiliz üstlerine inmek planları. Yakıt yetersiz kalmaya başlıyor çünkü giderken kişi rüzgarı şiddetinden dolayı falan fazla yakıt kullanıyorlar. 13 uçaktan biri kalkışta zarar görüyor, geri kalan 12 uçaktan 8 tanesi Irak’taki üsse ulaşırken, 4 tanesi

-3’ü Ankara, 1’i Adapazarı.

-3’ü Ankara, 1’i Adapazarı olmak üzere hava alanına zorunlu iniş yapıyor. Temel neden yakıt yetersizliği ama motorlarında arıza çıkanlarda var. 32 kişilik bir ekipten bahsediyoruz. Uluslararası savaş hukukunda şöyle bir kavram var. Eğer siz savaş sırası tarafsız bir ülkeyseniz, çatışan ülkelerin herhangi birisinin, askeri ekipmanı ve askeri personeli bir şekilde sınırınızın içine girerse, onları bir anlamda zorunlu misafir tutuyorsunuz. Onları tekrar savaşa geri göndermiyorsunuz. Dolayısıyla biz Amerikalı mürettebatı da, o 4 uçağı da enterne ediyoruz. Amerika politik bir skandal yaşamamak amacıyla, Türkiye savaşın içinde bile değil, uçakları, mürettebatı kaptırmış, bu nasıl olabilir sorusu yüksek sesle konuşulmasın diye uçakları Türkiye’ye hediye ettiğini ilan ediyor.