Ankara Arısına ve Balına Sahip Çıkalım

Bugün köşemizi Ankaralılar ve Ankara’yı Tanıtma VAKFI Başkanı Sayın Seyfettin Aslan'ın "ANKARA Arısı, Balı, Ballı Bitkileri Kitabı için yazdığı girişe ayırmak istiyorum. Ben çok önemsedim.

Ankara'da yaşayan kiminle konuşursanız konuşun, "Ankara'nın tiftiği, balı, armudu, kedisi, tavşanı, çiğdemi, vb. meşhurdur" diye söze başlar.

Peki nerede başkentin bu meşhurları? Edinmek istesek nereden bulabiliriz? Bu ürünlerin ünü nereden geliyor? Madem bu kadar meşhur neden hiçbiri ortalıkta gözükmüyor? Bu ürünlerin meşhurluğunu kimler ispat etmiş, kimler bizim gibi düşünüyor?

Soruları çoğaltabiliriz. Ancak görünen o ki internette dolaşan parça bölük bilgiler dışında bu konuda işe yarar bir araştırma yapılmamış. Ankara keçisinin tiftiğinden ve o tiftiğin elde edildiği keçilerden, kedilerden, Angora tavşanından, Ankara arısından elde edilen beyaz baldan ciddi olarak hiç kimse söz etmemiş.

Kim yapacak bu araştırmayı? Kim koruyacak nesli giderek azalan floramızı ve faunamızı?

Ankara gibi Cumhuriyet'in başkenti, kurtuluşa ve kuruluşa ev sahipliği yapmış bu kentin değerlerini korumak, geliştirmek ve yaygınlaştırmak elbette kamu yönetiminin sorumluluk alanındadır.

Kamu yönetimi, merkezi ve yerel yönetimden oluşur ve işbirliği halinde Ankara'nın, tarihiyle olduğu kadar kültürel ve doğal varlıklarıyla da ilgilenmelidir.

Tarihimize bakın; Osmanlı İmparatorluğu döneminde arıcılık çok yaygın ve de kıymetliymiş. O kadar yaygın ve bilinir bir hale sahip ki gezginlerin dahi dikkatini çekmiş. 12 Temmuz 1787'de Ankara'ya seyahat eden İtalyan seyyah Domenico Sestini'nin, "pamuk kadar beyaz bir bal" dediği şey, Ankara balıdır. Öte yandan 1896 baharın- da Ankara'ya seyahat ettiği anlaşılan Alman kurmay binbaşı Walther Von Digest, mohair denilen tiftikten çok iyi bir cins armuttan bahsettikten sonra, Ankara balını, "genellikle beyaz renkte olan mükemmel bir bal" olarak betimlemektedir. Bir diğer seyyah olan Macaristanlı Bela Horvath da, Ankara'nın çarşısının büyüklüğünü, mohair adı verilen Ankara yününü, meyvesini, balmumunun ve afyonunu anlatırken Ankara'nın balının ne kadar ünlü olduğuna da değinir.

Ankara balı, aynı zamanda, Osmanlı Saray sofralarının olmazsa olmazlarındandır. Salnamelerde de özellikle Ankara balına vurgu yapıldığı bilinir.

" Türkiye de en iyi bal Ankara'da çıkar denilirse de bu söz mübalağa sanılmamalıdır. Kokusu, lezzeti, cinsinin güzelliği, beyazlığı itibariyle daima aranır. Vilayetin diğer taraflarında olduğu gibi Ankara'da zehirli bal yoktur." (Ankara Vilayeti Salnamesi, S.35. - 1325 (1907) denilmektedir.

Şeref Erdoğdu'nun Ankara'nın tarihi semt isimleri ve öyküleri adlı kitabında Ankara'nın neyi meşhur diye sorulduğunda, "el cevap balı" denilmiştir.

Edebiyatımıza da girmiştir Ankara balı. Örneğin Fakir Baykurt "Tırpan" adlı romanında Kayadibi köyündeki nefis Ankara balını anlatır.

Ankara'da zirai mücadelenin bir takvime bağlanması ile ve merkezi hükümet, Ankara İl Tarım Müdürlüğü ve yerel yönetim arasında kurulacak iyi bir koordinasyonla Ankara arısının, Ankara balının kolaylıkla yeniden ihya edilebileceğine inancımız tamdır.

İyi bal, ballı bitkilerin bolluğundan kaynaklanır. Ankara balının kaynağı da, Ankara'daki doğal ortamdır. İstiyoruz ki başta Ankara balı olmak üzere Ankara'nın tarihi, doğası, kültürü ve endemik hayvan ve bitkilerine ilişkin toplumsal bilinç oluşsun ve kentimizle gururlanıp, övünelim.

Bu nedenle ilk adımı attık ve "Ankara Arısı, Balı ve Ballı Bitkileri” kitabının hazırlanmasına karar verdik. An- kara ile ilgili her çalışmada olduğu gibi Vakfımızın çalışmalarına da daima destek veren ve bizi teşvik eden, elinizdeki kitabın basılmasını sağlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş'a, kitabı okuyup düzeltme önerilerinde bulunan Sosyal Medya Dairesi Başkanı Yüksel Işık'a, kitabın basımını yapan Sağlık İşleri Dairesi Başkanı Mustafa Ünsal'a ve kitabın hazırlanmasına katkı sunan değerli hocalarıma teşekkür ederim.