106 yıl önce gerçekleşen ve Türk Kurtuluş Savaşı'nın en kritik belgelerinden biri olan Amasya Genelgesi'nin yayımlanışını kutluyoruz. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının imzasıyla yayımlanan bu genelge, "Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" şiarıyla ulusal egemenliğe dayalı yeni bir devletin temellerinin atıldığını tüm dünyaya ilan etti.

Erzurum ve Sivas kongrelerinin de önünü açan bu tarihi belge, Millî Mücadele'nin yol haritasını çizerken, Mustafa Kemal'in önderlik vasfını ve ileri görüşlülüğünü de bir kez daha ortaya koydu.

UMUTSUZLUKTAN DİRENİŞE

Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu, Mondros Mütarekesi'nin ağır şartları altında adeta paramparça olmuştu. Ordular terhis edilmiş, silahlar teslim alınmış, ülkenin stratejik noktaları İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmişti. İstanbul Hükümeti, işgalcilerin baskısı altında, pasif ve çaresiz bir politika izliyordu.

Halk arasında umutsuzluk ve bezginlik yayılmış, Anadolu'nun dört bir yanında bölgesel direniş hareketleri (Kuvâ-yi Milliye) filizlenmeye başlamıştı. Ancak bu direnişler, henüz dağınık ve birbirinden habersiz bir nitelik taşıyordu.

İşte bu kasvetli atmosferde, Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basarak Millî Mücadele'nin fitilini ateşledi.

Amasya Genelgesi 1

Resmi görevi, Anadolu'daki karışıklıkları önlemekti, ancak onun gerçek amacı çok daha büyüktü: Milletin bağımsızlığını yeniden kazanmak. Samsun'a çıktıktan sonra Havza Genelgesi'ni yayınlayarak halkı işgallere karşı protesto mitingleri düzenlemeye çağırdı. Bu mitingler, Anadolu'da büyük bir uyanış başlattı.

Mustafa Kemal, Havza'dan sonra Amasya'ya geçti. Burada, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy gibi önemli komutanlar ve şahsiyetlerle bir araya geldi. Bu görüşmeler, Amasya Genelgesi'nin ruhunu ve içeriğini şekillendiren kritik tartışmalara sahne oldu.

Hatay'ın Anavatana Katılışı Kabul Edildi
Hatay'ın Anavatana Katılışı Kabul Edildi
İçeriği Görüntüle

Genelge, sadece bir askeri talimat olmaktan öte, ulusal direnişin siyasi ve hukuki zeminini oluşturacak ilk adımdı.

MİLLİ EGEMENLİĞİN İLK İLANI

22 Haziran 1919'da yayımlanan Amasya Genelgesi'nin maddeleri, o dönemin şartları göz önüne alındığında devrim niteliğindeydi:

  • Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Durum tespiti ve tehlikenin boyutunun vurgulanması.)
  • İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu durum, milletimizi yok saymaktadır. (İstanbul Hükümeti'nin acizliğinin ve milli iradeye karşı tutumunun açıkça ilanı.)
  • Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Kurtuluş Savaşı'nın temel ilkesi, milli egemenliğe vurgu ve ulusal direnişin ruhu.) Bu madde, padişahlık ve halifelik makamını tanımayarak doğrudan milletin iradesine işaret etmesi açısından oldukça cesur ve devrimci bir nitelik taşır.
  • Milletin durumunu ve haklarını dile getirmek ve duyurmak için her türlü etkiden ve denetimden uzak millî bir kurulun varlığı gereklidir. (Temsil Heyeti'nin gerekliliği vurgusu, sivil bir yönetimin ilk sinyalleri.)
  • Anadolu'nun her bakımdan en güvenli yeri olan Sivas'ta millî bir kongre toplanacaktır. (Ulusal birlikteliği sağlamak için kongre çağrısı.)
  • Bunun için bütün illerin her sancağından milletin güvenini kazanmış üçer temsilci hemen yola çıkarılmalıdır. (Kongreye katılacak delegelerin nasıl seçileceği belirtilmesi.)
  • Her ihtimale karşı bu durum, millî bir sır olarak tutulmalıdır. (Gizliliğin önemi ve İstanbul Hükümeti'nin tepkisini en aza indirme çabası.)

Bu maddeler, sadece ülkenin içinde bulunduğu kötü durumu tespit etmekle kalmıyor, aynı zamanda bu durumdan kurtulmak için izlenecek yolu da açıkça ortaya koyuyordu.

Amasya Genelgesi 3

Özellikle "Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" ifadesi, ilk kez ulusal egemenlik ilkesine bu denli açık bir vurgu yapmasıyla Türk demokrasi tarihinin temel taşı sayılır.

MUSTAFA KEMAL PAŞA VE GENELGENİN AZ BİLİNENLERİ

Amasya Genelgesi'nin mimarı hiç şüphesiz Mustafa Kemal Paşa'ydı. Ancak genelgenin altında sadece onun imzası yoktu.

Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy gibi isimlerin yanı sıra, telgrafla onay veren Kazım Karabekir ve Cemal Paşa gibi komutanlar da genelgenin hazırlanışına ve duyurulmasına katkıda bulundu. Bu durum, Milli Mücadele'nin başlangıçta sadece tek bir liderin değil, vatansever bir komutan kadrosunun ortak çabası olduğunu gösterir.

Genelgenin az bilinen detayları şunlardır:

  • Gizlilik ve Risk: Genelge, İstanbul Hükümeti'ne ve işgal kuvvetlerine karşı açıkça bir başkaldırı niteliği taşıyordu. Bu nedenle, genelgenin içeriğinin dışarıya sızmaması için büyük bir gizlilik içinde çalışıldı. Mustafa Kemal ve arkadaşları, büyük bir risk alıyorlardı. Genelge'nin yayınlanmasının ardından Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti tarafından görevden alındı ve hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Bu durum, onun askerlikten istifa etmesine ve sivil bir lider olarak mücadeleye devam etmesine yol açtı.
  • Telgrafın Önemi: Genelge metni, Amasya'dan Anadolu'nun çeşitli yerlerindeki komutanlara ve sivil yöneticilere telgrafla ulaştırıldı. O dönemde iletişim imkanlarının kısıtlı olduğu düşünüldüğünde, telgrafın bu denli önemli bir metnin yayılmasındaki rolü büyüktü. Telgraf başında günlerce süren mesailer yapıldı.
  • Yerel Direnişle Bütünleşme: Genelge, Anadolu'da zaten var olan bölgesel direniş hareketlerini (Kuvâ-yi Milliye) tek bir çatı altında birleştirme ve onlara yön verme amacını taşıyordu. Genelge, dağınık direnişleri ulusal bir harekete dönüştürmenin ilk adımıydı.
  • Erzurum ve Sivas Kongreleri'nin Temeli: Amasya Genelgesi, Sivas'ta ulusal bir kongrenin toplanması çağrısı yaparak, Milli Mücadele'nin yol haritasını çizdi. Erzurum Kongresi bu çağrıya cevaben toplanan ilk bölgesel kongre olurken, Sivas Kongresi ise tüm yurdu temsil eden ulusal bir kongre olarak genelgenin esas hedefini gerçekleştirdi.
  • Amasya'nın Stratejik Önemi: Amasya'nın seçilmesi tesadüf değildi. Şehrin iç konumu, işgal güçlerinin doğrudan etkisinden nispeten uzak olması ve stratejik ulaşım ağlarına yakınlığı, genelgenin güvenli bir şekilde hazırlanıp duyurulması için ideal bir ortam sağlıyordu.

AMASYA'NIN MİRASI

Amasya Genelgesi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın bir dönüm noktasıdır. Bu belge, Milli Mücadele'nin meşruiyetini ve hedeflerini açıkça ortaya koydu.

Pasif direnişten aktif direnişe geçişin, İstanbul Hükümeti'nin otoritesine meydan okumanın ve milli egemenlik fikrinin tohumlarının atıldığı an olarak tarihe geçti. Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde, Türk milleti, kendi kaderini kendi ellerine alma kararını Amasya'dan tüm dünyaya ilan etti.

Amasya Genelgesi 2

Genelge, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu için atılan ilk somut siyasi adımlardan biriydi. Sonrasında gelen Erzurum ve Sivas kongreleri ile TBMM'nin açılması, hep Amasya Genelgesi'nde belirlenen hedefler doğrultusunda gerçekleşti.

Bu yüzden Amasya Genelgesi, Türk bağımsızlık mücadelesinin ruhunu ve "Ya İstiklal Ya Ölüm" ilkesinin felsefesini yansıtan ölümsüz bir belgedir.

Muhabir: Barış Berkant Oğuz