Sinema dünyamızın önemli isimlerinden Ali Özgentürk hayatını kaybetti. Kardeşi Nebil Özgentürk vefat haberini sosyal medya hesabı üzerinden duyurdu. Nebil Özgentürk;
''Abim... Sinema yönetmeni Ali ÖZGENTÜRK'ü kaybettik..
Gençliğinde tiyatrocu.. 50 yıldır da sinemacıydı..
Simay ve Dünya'nın babasıydı..
Başta, Hazal'ın, At'ın, toplamda 15 filmin yönetmeniydi..
Selvi Boylum Al Yazmalım filminin de senaryo yazarıydı... Finalinde hayata "sevgi emektir" diye söz bırakan Selvi Boylum'un.
Çocukluğuma, ilk gençliğime ve meslek zamanlarıma fazlasıyla yön verdi, emek verdi...
Çok üzgünüm..'' açıklamasında bulundu.
ALİ ÖZGENTÜRK KİMDİR?
Ali Özgentürk, Türk sinemasının önemli yönetmenlerinden, senaristlerinden ve yapımcılarından biridir. 1947 yılında Tunceli'de doğan Özgentürk, sinemaya olan tutkusu ve özgün anlatımıyla Türk sinemasına değerli eserler kazandırmıştır.
Toplumsal gerçekçilik akımından etkilenen filmleriyle tanınan Özgentürk, eserlerinde genellikle Anadolu insanının yaşamını, sorunlarını ve umutlarını derinlemesine işlemiştir.
Eğitim hayatına Ankara'da başlayan Ali Özgentürk, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde bir süre okuduktan sonra sinemaya olan ilgisi ağır basmış ve bu alanda kendini geliştirmeye karar vermiştir.
Sinema kariyerine 1970'li yıllarda çeşitli yapımlarda yönetmen yardımcısı olarak adım atmış, Yılmaz Güney, Atıf Yılmaz gibi usta yönetmenlerle çalışma fırsatı bulmuştur. Bu deneyimler, onun sinema dilini ve bakış açısını şekillendirmesinde önemli rol oynamıştır.
Ali Özgentürk'ün yönetmen olarak ilk uzun metrajlı filmi, 1982 yapımı "Hazal" olmuştur. Başrollerinde Türkan Şoray ve Erdal Özyağcılar'ın yer aldığı bu film, töre cinayetlerini ve Doğu Anadolu'daki toplumsal sorunları çarpıcı bir şekilde ele almıştır.
"Hazal", hem eleştirmenlerden olumlu yorumlar almış hem de seyirci tarafından büyük ilgi görmüş, Ali Özgentürk'ün sinemadaki yerini sağlamlaştırmıştır. Film, yurt içinde ve yurt dışında birçok festivalde gösterilmiş ve ödüller kazanmıştır.
Özgentürk, sonraki yıllarda da toplumsal meselelere duyarlı, güçlü anlatımlara sahip filmler yönetmeye devam etmiştir.
1987 yapımı "Çocuklar", büyük şehirlerin varoşlarında yaşayan çocukların zorlu hayat koşullarını ve hayallerini dokunaklı bir şekilde beyazperdeye taşımıştır. Bu film de eleştirel başarısının yanı sıra, toplumsal farkındalık yaratma konusunda önemli bir yere sahiptir.
1990 yapımı "Kara Kutu", siyasi baskı dönemlerini ve bireyler üzerindeki etkilerini psikolojik bir derinlikle incelemiştir.
Film, Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutarken, insan ruhunun karmaşıklığını da gözler önüne sermiştir. Özgentürk'ün bu filmi, sinemasındaki politik ve sosyal eleştirinin önemli bir örneğini teşkil eder.
Ali Özgentürk'ün filmografisinde yer alan diğer önemli yapımlar arasında "Mavi Gözlü Dev" (2007) bulunmaktadır. Nazım Hikmet'in hayatının bir dönemini anlatan bu biyografik film, şairin mücadelesini ve sanatını etkileyici bir görsel dille aktarmıştır.
Serdar Gökhan'ın Nazım Hikmet'i canlandırdığı film, hem tarihi bir figürü ele alması hem de edebi bir eseri sinemaya uyarlaması açısından dikkat çekicidir.
Özgentürk'ün sinemasının belirgin özelliklerinden biri, Anadolu coğrafyasının ve insanının samimi ve gerçekçi bir şekilde yansıtılmasıdır. Filmlerinde genellikle doğal mekanları ve yerel oyuncuları kullanarak otantik bir atmosfer yaratmaya özen göstermiştir.
Karakterlerinin iç dünyalarını derinlemesine inceleyen Özgentürk, onların umutlarını, hayal kırıklıklarını ve mücadelelerini seyirciye etkili bir şekilde aktarmayı başarmıştır.
Yönetmenliğin yanı sıra senaristlik de yapan Ali Özgentürk, filmlerinin hikayelerini genellikle kendi özgün fikirlerinden yola çıkarak yazmıştır. Senaryolarında toplumsal adaletsizlik, yoksulluk, kültürel çatışmalar gibi temaları sıklıkla işlemiş, sinemayı bir ifade aracı ve toplumsal değişim için bir platform olarak görmüştür.
Ali Özgentürk, sinema kariyeri boyunca birçok ödül kazanmış ve Türk sinemasına önemli katkılarda bulunmuştur.
Filmleri, ulusal ve uluslararası festivallerde takdirle karşılanmış, Türk sinemasının dünya çapında tanınmasına yardımcı olmuştur. Kendine özgü sinema dili, toplumsal duyarlılığı ve güçlü anlatılarıyla Ali Özgentürk, Türk sinemasının saygın ve etkili yönetmenlerinden biri olarak hatırlanmaya devam etmektedir.
Ankara'da, bu güzel bahar gününde, onun sinemaya olan tutkusu ve eserleriyle bıraktığı miras, Türk sinemaseverler için her zaman değerli olacaktır.