Geçtiğimiz günlerde Zafer’de “35 yıllık gazetemiz için karar zamanı” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Ayda bir kez yayınlanan, bir hemşeri grubuna hitabeden ve yurdun dört bir yanında yaşayan bu hemşeri gurubu arasında haberleşmeyi sağlayan 35 yıllık gazetemizi, son aylarda yaşanan piyasa koşulları nedeniyle kapatmakla yüzyüze kaldığımızı ifade etmiştim.
Gazetemizi yıllarca birinci hamur kağıda, renkli ve normal günlük gazeteler boyutunda 12 sayfa olarak ayda bir kez çıkarıyorduk. Her yıl arabamızla yola çıkıp yurdun dört bir yanında genellikle ticaretle uğraşan bu hemşeri grubuna ziyaretlerde bulunuyorduk, abonelik, ilan reklam gibi gelir destekleri sağlıyorduk.
Son yıllarda yaşanan piyasa koşulları nedeniyle öncelikle bu seyahatlerimizi kısıtlamak, sonra da tamamen durdurmak zorunda kaldık, çünkü elde ettiğimiz gelirler, arabamızın yakıtını, yolculuk masraflarımızı bile karşılayamaz hale gelmişti.
Sonra gazetemizin birinci hamur kağıdını tasarruf amacıyla değiştirmiş, abone ve okuyucularımızın itirazlarına rağmen üçüncü hamur kağıtla devam etmiştik. Bu da yetmemiş giderek gazetemizin renkli sayfalarını ikiye düşürmüş, diğer sayfaları siyah-beyaz olarak tasarruf sağlamıştık, yine olmamış, sayfa sayısını 12’den 8 sayfaya indirmiştik.
Gazetemizde bu gelişmeleri ifade eden yazılar kaleme alıyorduk ve “Ayakta durabilmek için bu tasarruf tedbirlerine başvurduğumuzu” anlatıyorduk, abone ve okuyucularımız da artık bu tedbirlerimizi anlayışla karşılıyorlardı, “Yeter ki yayına devam edin, ayda bir kez bize gurbetten sılaya sıladan gurbete bir dost mektubu gibi gazetemizi ulaştırın” diyorlardı.
Ancak son olarak PTT dağıtım ücretlerinde karşılaştığımız astronomik artışlar, bayrağı taşıran son damla oldu ve gazetemizi kapatmaya karar verdik. Üstelik bir zamanlar tanesini 10 kuruşa gönderdiğimiz gazetemizi, şimdi 200 kuruşa gönderiyorduk ama, gönderdiğimiz gazetenin da yarısı sahibine ulaşmıyor, her gün “Gazetem gelmedi” telefonları almaktan bunalıyorduk.
Cumhuriyet tarihi boyunca vatandaşa rahat ulaştırılması, toplumda okuma öğrenme alışkanlığının yaygınlaştırılması amacıyla gazete, dergi, kitap gibi basılı medya ürünlerinin posta ücretleri oldukça düşük tutuluyordu, zamlar gelse de en yüksek enflasyon dönemlerinde bile yüzde üçü beşi geçmiyordu. Şimdi bir ayda yüzde 500 zam... Ülkemizde öyle bir dönem yaşanıyor ki, vatandaşın gazete, dergi, kitap okuması, yöneticilerin umrunda bile değil...
Zaten yaşamakta olduğumuz ekonomik kriz ve piyasalardaki sonu gelmeyen fiyat artışları yüzünden sıkıntılı günler geçirirken, bir de dağıtım ücretlerine yapılan bu astronomik artışlar, bardağı taşıran son damla oldu, “Bugünler daha iyi günlerimiz, daha neler olacak neler?!” diye düşünerek, 35 yıllık gazetemizi kapatmaya karar verdik.
Geçtiğimiz bir kaç gün içerisinde bu gazetemizin 35 yıllık hikayesini özetleyen son sayısını hazırladık, baskıya gönderdik, bu nedenle Zafer’e yazı da hazırlayamadık. Gazetemizin son sayısında sür manşette “Veda Ediyoruz” dedik, Ekim 1988 tarihinde yayınlanan ilk sayısını arşivden çıkartarak birinci sayfasının resmini çektik, son sayımızın ilk sayfasına yerleştirdik, “Böyle başlamıştık, böyle bitiriyoruz” başlıklı bir yazı daha ekledik, 35 yılda gazetemize yazarak, ücretsiz temsilcilikler yaparak, ilan reklam vererek maddi ve manevi destekte bulunan, iz bırakan okuyucularımızı sıraladık.
Biz 35 yıllık gazetemizi kapatırken, televizyonlarda, sosyal medyada son günlerde Anadolu basınının zor günler geçirdiği, bir çok gazetenin kapatılmakta olduğu, hatta ulusul basının da durumunun iyi olmadığı haberlerini duyunca hiç şaşırmadık, çünkü içerisinde bulunduğumuz sosyal, siyasal ve ekonomik sıkıtıları, bütün Türkiye olarak birlikte yaşıyoruz. Gerçi iktidar yanlısı gazete, televizyon ve diğer yayınlara, kamu kurum ve kuruluşlarından destekliyici tedbirler uygulanıyor, ilan ve reklamlar aktarılıyor ama, bunlar piyasayı dengelemeye asla yekmez...
Dileriz ki, bu günler, Türk basını ve medya camiası adına, tüm milletimiz adına en kötü günlerimiz olsun.