Trabzon'un Ortahisar ilçesinde milattan sonra Roma İmparatoru Konstantin'in yeğeni Hanmibalianos tarafından, eski Roma tapınağı üzerine kesme taş kullanılarak inşa ettirildiği tahmin edilen Panaghia Chrysokephalos Kilisesi, 1461 senesinde Trabzon'un fethine kadar hem manastır hem de kilise olarak hizmet verdi. Bizans ve Komnenos dönemlerinde dini törenler ile kraliyet seremonilerine ev sahipliği yapan 1700 yıllık tarihi yapı, kentin fethi sonrası 'Büyük Fatih Camisi' ismiyle camiye dönüştürüldü. Osmanlı'nın simge ibadethanelerinden biri olan Büyük Fatih Camisi, yaklaşık 2 bin kişiyi ağırlayabilecek genişlikte olan, 3 koridorlu, Roma ve Osmanlı dönemlerinden izler taşıyan cami, restorasyon süreci sonrası yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi Tarihi caminin, ceviz ağacından oyulmuş 550 yıllık minberi, 200 yılı aşkın geçmişe sahip olan mermer mihrabının yanında üzeri cam panelle koruma altına alınan Roma Dönemi'ne ait süsleme ve mozaikleriyle ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Dini, tarihi ve mimarisiyle büyük kültürel mirası taşıyıp, son restorasyonda kaybolmuş 'hünkar mahfili' izleri de ortaya çıkarılan cami, adeta zamana meydan okuyor.
'Caminin 2 bin kişiyi ağırlayabilecek kapasitesi var'
Büyük Fatih Camisi'nde görevli imam Osman Sevim, caminin geçmişinin milattan sonra 4'üncü yüzyıla kadar uzandığını belirterek, "Kilise olarak inşa edilen tarihi yapı, 3 koridorlu bir yapı haline dönüştürülmüş. Günümüzde yaklaşık 2 bin kişiyi ağırlayabilecek büyüklükte bir camidir. Camimizin İslami döneme ait en önemli eseri, minberidir. Ceviz ağacından yapılan minberin 1481 yılında Kahramanmaraş'tan getirildiğini biliyoruz. Şu anda en kıymetli eserlerinden bir tanedir; 550 yıllık bir geçmişi var. Kaynaklara göre; imamın namaz kıldırdığı mihrap dediğimiz alan, 1800'lü yıllarda çeşitli materyaller kullanılarak mermer, tuğla ve çamurlardan yapılmıştır. Çok kıymetlidir" şeklinde konuştu.
'Kıymetli taşlar, mozikler keşfedildi'
Son restorasyonla keşfedilen mozaiklerin koruma altında alınarak ziyaretçilere sunulduğunu söyleyen Sevim "'Hünkar mahfili', camide sultanların cuma namazını kıldıkları bölümdür. Genellikle sultanların yaşadığı yerlerde yaptırdıkları, büyük camilerde olur. Evliya Çelebi'nin kayıtlarına göre; Yavuz Sultan Selim'in burada yaşadığı dönemde caminin doğu tarafında 4 sütunun bulunduğu yerde bir 'hünkar mahfili' vardı ancak şu anda elimizde bu sütunlardan başka bir delil yok. Yapılan son restorasyonunda, camimizin altında 120 metrekarelik bir alanda çeşitli taşlardan yapılan bir döşeme sanatı meydana çıktı. Bunlar Roma İmparatorluğu'nun süsleme sanatıdır. Son restorasyonda caminin döşemelerinin sökülmesiyle kıymetli taşlar, mozaikler keşfedildi. Mozaikler, cam panele alınarak gelen ziyaretçilere sunuldu. Dünyanın çeşitli yerlerinden gelen insanlar camiye büyük ilgi gösteriyor" dedi.
"Bu yapı, Trabzon'un tarihsel geçmişinin en önemli kilise ve camisidir"
Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Erüz, "Bu yapı, Trabzon'un tarihsel geçmişinin en önemli kilise ve camisidir. Caminin mihrabı, minberi ve 'hünkar mahfili' ile kendine has özel bir yeri var. Yapılmış olan ahşap ve taş işçiliği Anadolu içerisinde yapılmış olan çok özel camilerden birisi. Bu cami her hali ile örnek bir camisidir. Mutlaka korunması ve geleceğe özenle taşınmalıdır" diye belirtti.