Halkla ilişkiler mezunu Fatma Turan, bir dönem ön muhasebecilik yaptıktan sonra stresli iş ortamından uzaklaşmak için hobi arayışına girdi. Bu arayış onu belgeseller aracılığıyla cam sanatıyla tanıştırdı. Bursa’da öğretici bulamayan Turan, eğitim için İstanbul’a giderek ilk adımını attı. Sonrasında, Bursa’ya taşınan bir cam sanatçısından eğitim alarak ustalaştı ve 15 yıldır bu sanatın içinde aktif olarak yer alıyor.
Yüksek Isıda Sanat: Cam Üflemenin İncelikleri
Turan, 1200 ile 1500 derece arasında ısıtılan camlara üfleyerek hayat veriyor. Bu zorlu süreçte şekillendirme, teknik ustalık kadar hayal gücüne de dayanıyor. “Camın en güzel yanı, hayal gücünüzü yansıtabilmek. Kalıplarla çalışsak da hayallerimizi cama aktarmak mümkün,” diyen Turan, her parçada iç dünyasından izler taşıyor.
Hobiyle Başladı, Mesleğe Dönüştü
Cam sanatı, Fatma Turan için yalnızca bir uğraş değil; aynı zamanda geçim kaynağı, bir iyileşme alanı ve yaşam biçimi haline geldi. “Tezgaha ilk geçtiğimde ‘Ben bunu yapacağım’ dedim. O günden beri devam ediyorum. Bu sanat hem hobim oldu hem mesleğim hem de kendimi bulduğum yer oldu” sözleriyle bu yolculuğu özetliyor. 10 yıldır halk eğitim merkezlerinde usta öğretici olarak görev yaparak bilgisini başkalarına da aktarıyor.
Sanatla İçsel Dönüşüm: “Monoton Hayattan Kurtuldum”
Cam sanatıyla tanışmadan önce hayatının sıradanlaştığını ifade eden Turan, “Ev-iş-çocuk üçgeninde dönen bir hayatım vardı. Bu sanatı tanıyınca, kendime yepyeni bir dünya açtım. Kendimi hem iyileştirdim hem geliştirdim. Gençlere özellikle sanatla ilgilenmelerini tavsiye ediyorum” diyerek camın sadece fiziksel değil, ruhsal bir dönüşüm sunduğunun altını çiziyor.
Hedef: Türk Cam Sanatını Dünyaya Taşımak
Şimdi ise hedefi daha büyük: Türk cam sanatını uluslararası alanda tanıtmak. “Bu sanatı yurt dışında temsil etmek, orada sergiler açmak ve cam sanatının Türkiye’deki gücünü göstermek istiyorum” diyen Turan, yerelden evrensele uzanan bir sanat yolculuğunu hedefliyor.