Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’nın, 13 Ekim 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararıyla resmen başkent ilan edilmesinin üzerinden 102 yıl geçti. Bu tarihi karar, sadece bir şehir değişikliği değil; aynı zamanda Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde atılmış en kritik adımlardan biri olarak kabul ediliyor.
Başkentin arka planı
Osmanlı Devleti'nin 1'inci Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğraması ve İstanbul’un işgal edilmesinin ardından, yeni kurulacak devlet için güvenli ve stratejik bir merkez arayışı başlamıştı. Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki milli mücadele liderleri, Anadolu’nun ortasında yer alan ve hem ulaşım açısından avantajlı hem de işgal tehditi olmayan Ankara’yı merkez üs olarak belirledi. Ankara'nın merkez üs seçilmesi sadece bir şehirden ibaret değil, bir ulusun geleceğini şekillendirecek stratejik bir karardı.
Modern Türkiye'nin temel taşlarından biri
TBMM tarafından 13 Ekim 1923 tarihinde alınan karar ile Ankara, "Türkiye Devleti'nin başkenti" olarak ilan edildi. Bu kararda; Ankara’nın coğrafi konumu, demiryolu bağlantıları ve Anadolu halkının ulusal mücadeleye verdiği destek kilit rol oynadı.
Uzmanlara göre, Ankara’nın başkent oluşu sadece sembolik değil; aynı zamanda modern Türkiye’nin inşa sürecinin de temel taşlarından biri oldu. Cumhuriyet'in ilanına giden yolda devletin yasama, yürütme ve yargı organlarının Ankara’da toplanması, yeni yönetim sisteminin kurulmasında belirleyici etken olarak görüldü.
Bir şehirden daha fazlası
Bugün ise Ankara, sadece Türkiye'nin siyasi merkezi değil; aynı zamanda kültürel, ekonomik ve diplomatik alanlarda da önemli bir şehir konumunda yer alıyor. Ankara’nın başkent oluşu, 102'inci yılında Cumhuriyet’in ne kadar sağlam temeller üzerinde atıldığını bir kez daha gözler önüne seriyor.