Tarım ve Orman Bakanlığı ve Sıfır Atık Vakfı iş birliğiyle Beşiktaş'ta bir otelde "Gıda ve Su İsrafını Önlemek, Geleceği Sahiplenmek" temasıyla düzenlenen Yüksek Düzeyli Tarım ve Orman Bakanları Paneli'ne Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan katıldı. Programa ayrıca Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Sıfır Atık Vakfı Başkanı Samed Ağırbaş, Uluslararası Kalkınma Fonu (IFAD) Başkan Yardımcısı Gérardine Mukeshimana, 14 ülkeden 16 bakan, 36 ülkeden 143 temsilci, 9 uluslararası kuruluş, BM Gıda ve Tarım Örgütü-FAO, BM Habitat ve IFAD temsilcileri katıldı.
'190 MİLYON ÇOCUĞUN AÇLIKTAN GÖZÜNÜN KARARDIĞI BİR DÜNYADA YAŞIYORUZ'
Uluslararası Sıfır Atık Forumu'nun tamamlayıcı oturumu olan panelin açılışında konuşan Emine Erdoğan, "İstanbul artık sıfır atığın başkenti, insanlığın sürdürülebilir gelecek vizyonunun merkezidir. Bugün burada gıda ve su israfının ulaştığı kritik boyutları konuşacak ve birlikte çözüm yolları arayacağız. Ümit ediyorum ki geleceğimizi sahiplenmek için burada ortaya koyacağımız irade, en başta çocukların yüzünü güldürsün ve büyük bir uyanışın inşallah başlangıcı olsun. Adil bir dünya, tüm insanlığın ortak ideali, hayali ve özlemidir. Ne var ki bizler bugün, her yıl 1.3 milyar ton gıdanın çöpe atıldığı, buna karşın 700 milyondan fazla insanın bir lokma ekmeğe muhtaç olduğu, 190 milyon çocuğun açlıktan gözünün karardığı bir dünyada yaşıyoruz. Dünyanın bir ucunda sofralarda yemeklere koyacak yer bulamazken, Sudan'da, Yemen'de, Gazze'de ve daha birçok coğrafyada milyonlarca çocuk, sağlıklı büyümeleri için gerekli olan en temel gıdalara dahi ulaşamıyorlar. 5 yaş altı çocuk ölümlerinin neredeyse yarısı açlıktan kaynaklanıyor. Küresel olarak israf edilen gıdanın sadece dörtte birinin dünyadaki tüm aç insanları doyurabilecek olması, vicdanlarımızı paramparça eden çok acı bir gerçektir. Henüz raf ömrü dolmadan çöpe atılan yiyecekler, estetik kriterleri karşılamadığı için elenen tarım ürünleri, restoran ve otel gibi yerlerde oluşan atıklar ve niceleri gıda israfının artık sistemsel bir sorun olduğunu gösteriyor. Gıda İsrafı Endeksi raporuna göre bu israfın yüzde 60'ı evlerde gerçekleşiyor. Üstelik sadece gıdayı değil, israf ettiğimiz her lokmayla beraber su, enerji ve insan emeği gibi kaynakları da boşa harcıyor, doğanın kendini yenileme kapasitesini elinden alıyoruz. Hiç yenilmeden çöpe giden gıdaların yetiştirilmesi için temiz su kaynaklarımızın yüzde 25'ini harcıyor, Çin'in yüz ölçümünden daha büyük bir alanı kullanıyoruz. İşte bu da bize, değişimin önce evlerimizde, sofralarımızda ve alışkanlıklarımızda başlaması gerektiğini gösteriyor" dedi.
'GIDA VE SU İSRAFI MESELESİ İNSANLIK İÇİN ARTIK BİR BEKA MESELESİDİR'
Erdoğan, "Afrika'da su kaynaklarına erişebilmek için her gün kilometrelerce yol yürüyen kadın ve çocukların yorgunluğunu alacağız. Unutmayalım ki, dünyanın içilebilir tatlı su miktarı, yeryüzünün toplam su varlığının sadece yüzde 1'ini oluşturur. Mevcut şartlarda, dünyada yaklaşık 4 milyar insan, yılda en az bir ay su kıtlığı yaşıyor. Ve maalesef, önümüzdeki 100 yıl içinde su kaynaklarımızın yüzde 25'e varan oranlarda azalabileceği öngörülüyor. Dolayısıyla, gıda ve su israfı meselesi insanlık için artık bir beka meselesidir. Farkındalık çalışmalarıyla sıfır atığın; israfı azaltırken iyiliği çoğaltan, yaşamı sadeleştirirken ruhu zenginleştiren, atığı önlerken insanlığı kurtaran en güçlü formül olduğunu anlatmalıyız. Bilhassa atıksız mutfak pratiklerinin yaygınlaşması, gıda israfıyla mücadelede en etkili ve sürdürülebilir çözümdür. Bu noktada her toplumun geleneksel mutfağının başlı başına bir rehber olduğu kanaatindeyim ve bu mirası araştırmanın, görünür kılmanın ve yeniden yaşamın merkezine taşımanın hayati bir önemi olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.
'DÜNYADAKİ EN İYİ SIFIR ATIK UYGULAMALARINI ULUSLARARASI GÜNDEME TAŞIYORUZ'
Türkiye'de 2017 yılında başlattıkları Sıfır Atık yolculuklarına, her kilometresine yeni bir boyut ekleyerek devam ettiklerini vurgulayan Emine Erdoğan, "Mesela 'Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık' kampanyasını düzenleyerek gıda israfı konusunda büyük bir farkındalık oluşturduk. Su stresi altında bir ülke olarak Ulusal Su Verimliliği Seferberliğini başlattık. Tüm bunların yanında, başkanlığını yürüttüğüm, Birleşmiş Milletler Sıfır Atık Danışma kurulumuzla da dünyadaki en iyi sıfır atık uygulamalarını uluslararası gündeme taşıyoruz." diye konuştu. Dünyanın her yerinde insanları harekete geçirecek ve değişimin aktörü haline getirecek nice ilham verici sıfır atık örneğinin var olduğunu aktaran Erdoğan, "Bizim tek yapmamız gereken bu örneklerin sayısını çoğaltmak ve uluslararası iş birliklerini artırmaktır. Çünkü, farklı ülke ve kültürlerin, insanlığın ortak geleceği için el ele vermesinden daha güçlü bir mesaj olmadığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı. 2026 yılında düzenlenecek COP31 Taraflar Konferansı'nın, Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleştirileceğini hatırlatan Erdoğan, Sıfır Atık girişimini küresel bir harekete dönüştürmüş bir ülke olarak bu sonuçtan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade ederek, 196 ülkenin bir arada olacağı tarihi zirvenin insanlığın en büyük dayanışmasına vesile olmasını temenni etti.
'AMACIMIZ ÇÖP DEPOLARINI DEĞİL İNSANLARI BESLEYEN BİR DÜNYA İNŞA ETMEKTİR'
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bugün gıda ve su israfını önlemek, geleceğin sahiplenmek temasıyla bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu tema sadece israfa karşı bir çağrı değildir. Aynı zamanda insanlığı sahiplenme idealinin önemli bir göstergesidir. Tarih boyunca kültürlerin, ticaretin ve inancın kesiştiği İstanbul bugün de doğanın ve suyun korunması için ortak bir bilincin merkezi olmuştur. İstanbul geçmişte geleceği buluşturan bu toplantıya evrensel bir mesaj katmaktadır. O da şudur israfı önlemek, insanlığa hizmet etmektir. Bir yandan çöpten yiyecek bulma gayretinde olan Gazzeli çocuklar ve diğer yandan dünyanın dört bir tarafından açlıkla sınanan toplumlar. Diğer yandan da maalesef ki büyük sofralar, israf ve obezitenin bir başka sağlık sorunu haline geldiği ülkeler. Bizim kültürümüzde gıdanın değeri çok büyüktür. Peygamber efendimiz lokma ekmeğin kıymetini bilin derdi. Bu anlayış israfı önleminin sadece bir ekonomik gereklilik aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk olduğunu da hatırlatıyor. Bugün iklim krizinin, kuraklığın ve diğer hususların baskısı altında her damlanın her lokmanın değeri anbean artıyor. Türkiye olarak uzun yıllardır kararlı bir şekilde bu bilincin öncülüğünü yapmaktan gurur duyuyoruz. Su israfı sadece bir musluğu açık bırakmamaktan ibaret değildir. Üretimde, sanayide, tarımda, bireysel kullanmada zihinsel dönüşümü ifade etmeye çalışıyoruz. Evlerde gri su sistemlerinin kullanılması, sanayide geri dönüşüm, geri kazanım teknolojilerinin uygulanması ve tarımda basınçlı ve damla sulama sistemlerinin uygulanması işte tam da bu da sıfır kayıp hedefine ulaşmak için son derece önemli metotlar ve yöntemler. Amacımız çöp depolarını değil insanları besleyen bir dünya inşa etmektir. Bizim için israfla mücadele sadece ekonomik bir tercih değil inancımızın ve değerlerimizin bir yansımasıdır" dedi.