Hepitalizm nedir? Eminim çoğunuz duymadınız. Ben de yeni tanıştım bu kavramla. Ama çok şey ifade ediyor belli ki. Hepitalizm, “yüzyılımızın karşı karşıya kaldığı materyalist düşünce tarzının sonucu olan israfı, açlığı, yoksulluğu, eşitsizliği, çatışmacılığı, ayrımcılığı, küresel saldırıları, iklim değişikliğini ve toplumsal cinsiyet önyargılarını aşmanın ve büyük zorlukları çözmenin yanında, ülkelerde, mutluluğu, psikolojik iyi oluşun, esenliğin, farklılıkların birlikteliğinin, özgürlüğün önceliğini ve insanın mutluluğunu önceleyen küresel kalkınma paradigmasıdır” diye tanımlanıyor.
Türkiye İsrafı Önleme Vakfı adında bir vakıf var. Prof. Aziz Akgül ve arkadaşları kurmuşlar. Sitesine girip inceleyin lütfen. Türkiye’nin ve dünyanın temel sorununun israf olduğunu, bencil ve hedonist bir dünyanın insanlığı ne denli mutsuzlaştırdığını üzülerek görüyoruz.
Aziz hocayı ve arkadaşlarını canı gönülden kutluyorum. Bu farkındalığı yaratma yolunda kendilerine başarılar diliyorum.
Musluktan saniyede akan bir damla suyun yılda 6 ton su israfına sebep olduğunun farkında mıyız?
Her yıl 26 milyon ton gıdanın çöpe gittiğini biliyor muyuz?
Günde 5 milyon ekmeğin çöpe atıldığını görüyor muyuz?
Tabağınızda bıraktığınız yemeğin israf olduğunu, yiyebileceğimiz kadar almamız gerektiğini ne zaman öğreneceğiz?
Küresel savaşlar için üretilen silahlara yapılan harcamanın açlığı ve yoksulluğu bitireceğini biliyor muyuz?
Bir not: Silah Fabrikası sahiplerinin aynı zamanda İlaç Fabrikası sahibi olduklarını söylemeden geçemeyeceğim. Bu sizce çok manidar değil mi? Yani adamlar barış zamanında da savaş zamanında da para kazanmaya devam ediyorlar. Ne güzel bir dünya değil mi dostlarım?
Sözün özü, başta israf etmenin günah olduğunu, Allah’ın israf edenleri sevmediğinin bilincinde, üreten, paylaşan bir toplum olmadıkça insanımızın mutlu olmasını beklemek mümkün değil dostlarım.
Sağlıcakla kalın efendim...