“Yok yok olmadı, bu yıl da olmadı.! Vallahi iade edelim ilk 15 günü... Hani bütün kötü günler 2020’ye aitti ve yep yeni, pirüpak, müjdeli, sevinçli bir yıla merhaba diyecektik...
2020 fragman asıl film 2021’de başlıyor diyenler haklı çıktı korkarım... Oysa çoğumuzda film zaten 2020’nin ortasında koptu gitti... Çoook dezenfektan kokladık... kafalar hafif tatlandı tabi.
Yeni yıla biz, 4 gece 3 günlük paket sokağa çıkma yasağıyla güle oynaya girdik, ama mutasyon geçiren korona dünyada fink atarken, tek dayanağımız olan su da bizi terk etti o esnada...
Barajlar altında kalan tarihi eserler gün yüzüne çıkarken su havzalarında çimenler bitti...
Okula gitmek hayal, gelecek nesiller bu yıl da online eğitime fit olmuşken bir üniversitenin kapısı kelepçelendi...
Dünya pandemiye kapılarını bir açıp bir kaparken, kapısı açık kalan Amerikan temsilciler meclisinde yaşanan tuhaf baskına dünyanın ağzı açık kaldı...
Yook yetmedi bir gece ansızın Pakistan’ın bütün ışıkları sönüverdi...
Aman bizim de başımıza gelir mi maazallah demeye kalmadı Ankara küçük çaplı bir depremle sallanıverdi...
Büyük reset’ti, dijital pandemiydi, küresel black out’du zihnimiz onlarca felaket senaryosu ile dopdolu, neden medet umacağımızı bilemezken Zuckerberg de eve kapandığımız şu günlerde elimiz ayağımız Whatsapp’ımıza ayar vermeye kalkınca devrelerimiz yandı gitti...
Artık 2021’in sonu selamet olur mu? Bu yılı da sevdiklerimizle firesiz atlatmayı başarır mıyız? Allah kerim...
Ne demişti şair... olmak ya da olmamak işte bütün mesele hala bu...”
Sağlıcakla kalın efendim….