ALPER ŞAŞMAZ / ANKARA
Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Başkanı Ali Eroğlu, Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü ile imzaladıları, kedi ve köpeklerin kimliklendirilmesini zorunlu kılacak protokol ile ilgili gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
“SAHİPLİ VE SAHİPSİZ HAYVANLAR KİMLİKLENDİRİLİYOR”
Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü ile TVHB arasında kedi, köpek ve gelinciklerin hareketlerinin takibi ve başta kuduz hastalığı olmak üzere hayvan hastalıkları ile daha etkin mücadele etmek amacıyla bu hayvanların mikroçiple kimliklendirilerek, elektronik ortamda kayıt altına alınması için 18 Şubat 2021 tarihinde bir protokol imzalanmıştı. Çıkmas dört gözle beklenen 5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası’nı da destekleyici nitelikte olan prokol ile birlikte; Yeni doğan ev hayvanının sahibi, doğum tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde Bakanlığın il veya ilçe müdürlüğüne başvuracak. Mikroçip takılarak pasaport düzenlenen ev hayvanları 15 gün içinde, ev hayvanlarına yapılan aşılar ve sahip değişikliği gibi bilgileri en geç 15 gün içinde kaydedilecek. Sahipsiz hayvanların, hayvan barınakları tarafından gerçek veya tüzel kişiliklere verilerek sahiplendirilmesi durumunda, hayvanın sağlık karnesiyle sahiplendirme tarihinden itibaren en geç 60 gün içinde il veya ilçe müdürlüklerine başvurulacak. Resmi veteriner hekim tarafından hayvan için yeni pasaport düzenlenecek ve veri tabanına kaydedilecek. Kayıtlı ev hayvanlarının ölümü ya da kaybolması halinde en geç 60 gün içinde ev hayvanı sahibi, durumu il veya ilçe müdürlüğüne bildirecek. Terk edilmiş hayvanı bulan kişiler, bu hayvanları sahiplenmek isterse başvurularını il/ilçe müdürlüklerine yapacak. Kedi, köpek ve gelinciklere derialtı mikroçip uygulanacak, el terminali aracılığı ile okunabilecek, bundan böyle sokağa terkedilmiş kedi ve köpeğin kime ait olduğu el terminali ile okunarak sahibi tespit edilebilecek. Kuduz aşısı başta olmak üzere hayvanın geçmişine ait tüm hastalıkları kayıt altına alınacak. Mikroçip uygulaması Bakanlığımız bünyesinde çalışan veteriner hekimler veya onların gözetiminde veteriner sağlık teknikeri/teknisyenleri marifetiyle yapılabileceği gibi, imzalanan protokol kapsamında serbest veteriner hekimler tarafından da yapılabilecek.
“TÜM BİLGİLER MİKROÇİP İLE KAYIT ALTINDA OLACAK”
İmzalanan protokolü gazetemize değerlendiren Eroğlu; “Bu daha önceden ilgili balkanlık ve birliğimiz arasında konuşuldu. Bakanlık daha önce kedi köpek ve gelinciklerin kimliklendirilmesi için çalışmalar yapıyordu ve bununla ilgili yönetmelik birkaç yıl önce çıkarılmıştı. Biz de 2019 yılı sonunda çalışmalara başladık. Protokolün sahada nasıl ugulanacağı, bakanlığın kullanacağı inisiyatifler ve TVHB’nin görevleri hususunda çalışmalar yapıldı. Geçtiğimiz dönemlerde bizi arayan vatandaşlar, çok sayıda cins köpeğin sokağa terkediğini söylüyordu. İnsanlarımız yazın tatilden dönerken köpeklerini terkediyor, bu çok defa kamuoyuna yansıdı. Veya bir hevesle alıyorlar ve bulundukları şehirde terkediyorlar. Biz TVHB olarak bu protokolle birlikte hayvanların terkedilip sokağa bırakılmasının önüne geçilebileceğini düşünüyoruz. İmzaladığımız protokolle amaçlanan hedeflerden biri budur. Kayıt altına alınan pet hayvanlarının aşı, rutin kontroller, ameliyat, hastalık vb. gibi sağlıklarını ilgilendiren tüm bilgiler mikroçip ile kayıt altında olacak. Hayvanın sahibinin bilgileri de dâhil tüm bilgiler yer alacak” şeklinde konuştu.
“HAYVAN REFAHI FONU OLUŞTURULMALI”
TVHB olarak TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu ile yaptıkları görüşmede rapor sunduklarını ve sahipli ve sahipsiz hayvanların yararına olacağını düşündükleri çeşitli önerilerde bulunduklarını söyleyen Eroğlu; “Hayvan Refahı Genel Müdürlüğü veya Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü kurulmasının bürokraside hayvanlara hizmeti daha hızlı ve etkili sağlayacağını belirttik. Biz TVHB olarak hayvan refahı için tüm sorumluluğu alacağımızı ama bütçe ayrılmasını söyledik. Biz bu öneriyi sunduğumuzda kamunun bütçesinin yetmediği söylendi. Buna ek olarak Avrupa ülkelerindeki gibi bir Hayvan Sevgisi Vergisi olması gerektiğini ve bunun Hayvan Refahı Fonu oluşturularak sahipli ve sahipsiz hayvanlar için kullanılmasını önerdik. TVHB olarak, şans oyunları, çeşitli yarışlar ve emlak vergisi gibi vergilerin içine bir kısım hayvan vergisi konulmasını önerdik. Böylece hayvan refahı fonu oluşabilir. Ayrıca; hayvan refahı polisi, hayvan hakları müfettişi gibi önerilerimizle de kanunun güçlendirilmesini önerdik. Bilindiği gibi İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkelerde sokak hayvanı kavramı yok. Hayvan Sevgisi Vergisi var ve bu yetkili vakıflara aktarılıyor, onlar da hayvanların sağlığı ve refahı için bunu kullanıyor. Yaptığımız toplantılarda yurtdışından bu sistemi uygulayan veteriner hekim meslektaşlarımızla da görüşerek deneyimlerinden faydalandık. Kullanlacak mikroçipler de zaten az önce saydığım ülkelerde kullanılan mikroçiplerdendir” dedi.
“BELEDİYELERİN VETERİNER HEKİM SAYISI ÇOK DÜŞÜK”
Sahipsiz hayvanların kayıt altına alınmasında belediyeler görev üstlendiği takdirde veteriner hekim sayılarının çok düşük olduğunu hatırlatan Eroğlu, sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması sürecinde eğer belediyeler sprumluluk alacaksa, veteriner işler müdürlüğü, veteriner hekim ve barınak sayılarında ciddi eksiklerin giderilmesi gerektiğini vurguladı. Eroğlu; “Eğer belediyelerde devam edecekse metropol şehirlerin veteriner işleri müdürlükleri var ama diğer illerde bu yok. Bu hayvanların özellikle kış aylarında açlık, gıdaya ulaşamama, açlıktan dolayı saldırganlık, hastalık gibi büyük sorunları var. Türkiyede 1400 belediye var 240 civarında barınak ve bakım merkezi var. Bu işlem için sayılar yetersiz” ifadelerini kullandı.
“EN AZ 2 YIL HAPİS CEZASI VERİLMELİ VE SİCİLE İŞLEMELİ”
Hayvan Hakları Yasası’na değinen Eroğlu; “Biz TVHB olarak en baştan beri bu yasanın ivedilikle çıkartılması gerektiğini söyledik. Çıkmasını beklediğimiz yasayı da destekleyen bu protokolle, sahipli ve sahipsiz tüm hayvanların kimliklendirilmesi sayesinde sokağa terkedilmeleri ve kötü muamele görmeleri yaptırımla cezalandırılabilecek. Şimdiye kadar pet hayvanları bir mal olarak görülüyor, Kabahatler Kanunu uyarınca cezai işlem yapılıyordu. Bu da para cezasıydı ve hiçbir caydırıcılığı yoktu ama biz dostlarımızın can olarak muamele görmesini ve Kabahatler Kanunu’ndan alınıp 5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası ile korunarak, cezai yaptırımların getirilmesini istedik. 5199’a göre para cezası değil, en az 2 yıl hapis cezası istedik. TVHB olarak en az 2 yıl cezanın aynı zamanda hayvana eziyet eden veya yaşamına son veren kişilerin siciline işlemelidir görüşünü savunuyoruz. Böylelikle kişinin o suçu işlediği herkes tarafından bilinmelidir” cümlelerini kaydetti.