YENİMAHALLE Belediyesi, Batıkent Turgut Özal Mahallesi’nde ilçenin 8’inci kültür merkezi ile 10’uncu kreşi niteliğindeki Sadri Alışık Anaokulu ve Gündüz Bakımevi’ni açtı. Açılışa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın yanı sıra; Meclis Başkan Vekili Levent Gök, CHP’li Milletvekilleri, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, CHP Ankara İl Başkanı Rıfkı Güvener, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, Sadri Alışık’ın torunu Sadri Alışık ve çok sayıda Turgut Özal Mahallesi sakini katıldı.
“TURGUT ÖZAL, SİYASET İNSANININ NASIL ELEŞTİRİLDİĞİNİ, SİYASET İNSANININ DA BU ELEŞTİRİLERİ HOŞGÖRÜ İLE KARŞILAMASI GEREKTİĞİNİ BİZE ANLATIRDI”
Açılışta konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Turgut Özal’ın devlet adamlığının ne olduğunu gösteren ve devletin tüm bilgilerine hâkim bir kişi olduğunu ifade etti. Turgut Özal dönemindeki bürokratlığı sırasında Özal ile birlikte gece 2’de 3’te bir araya gelerek devlet meseleleri konusunda çalışmalar yürüttüklerini belirten Kılıçdaroğlu; “Başbakanlık köşkünde Gırgır Dergisi’nin karikatürlerinin çerçevelenip asıldığını görürdük. Özal’ı eleştiren karikatürler vardı. Derdi ki; ‘Ben bunları yabancı heyetlere gösteriyorum, bizi ülkemizde demokrasi var, beni en şert şekilde eleştiriyorlar ben de onlara siyasetteki hoşgörüyü anlatıyorum’.
Böyle bir insanın bizlere aktardığı bir demokrasi kültürü vardı. Siyaset insanının nasıl eleştirildiğini, siyaset insanının da bu eleştirileri hoşgörü ile karşılaması gerektiğini bize anlatırdı. O siyaset anlayışından bugünkü siyaset anlayışına bakın. O zaman gergin bir toplum yoktu, kavga eden bir toplum yoktu, siyasi liderler düşüncelerini söylerlerdi, arada espriler, şakalar yapılırdı. Arada bir araya gelinir, oturulur konuşulurdu. Bugün çok farklı bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Demokrasi kültürü ile daha geriye giden bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.
“KURS MERKEZLERİNDE 400, KREŞLERİMİZDE 115, YÜZME HAVUZLARIMIZDA 95 ATANAMAYAN ÖĞRETMEN İSTİHDAM EDİLİYOR”
Açılışta konuşan Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar; “Belediyeciliğin altyapı ve temizlik hizmeti dışında sosyal bir anlayışla yapılması gerektiğine inanarak, kenti güzelleştirmenin sadece fiziki şartlarını düzeltmekten ibaret olmadığını kanıtladık. Kültür Merkezlerimiz içindeki kurs merkezleriyle binlerce hemşerimize eğitim verdik, meslek sahibi olmalarını sağladık. 21 kurs merkezimizde 25 bin kursiyerimize eğitim veriyoruz.
Çalışan annelerimin çocuklarına sahip çıkıyor, 2 bin çocuğumuza hizmet veriyoruz. Ülkemizin kanayan yarası olan Atanamayan Öğretmenler sorununa da el atmış bulunuyoruz. Kurs merkezlerimizde 400, kreşlerimizde 115, yüzme havuzlarımızda 95 öğretmenimize istihdam sağlamış bulunuyoruz. Ayrıca Türkiye’de ilk kez bir engelli kreşini açmanın onurunu ve gururunu yaşıyoruz. Bu ülkede barışı ve sevgiyi mutlaka yeşerteceğiz. Farklı düşüncelerle de olsak, değerlerimize sahip çıkacağız. Tesislerimize, ülkemize yararlı hizmetleri olmuş, hepimizin gönlünde taht kurmuş değerlerimizin isimlerini veriyoruz. 8. Cumhurbaşkanımızın ismini kültür merkezimize vermek bizi gururlandırıyor. Mahallemizin adını taşıyan merhum Cumhurbaşkanımız, yenilikçi, vizyon sahibi yöntem anlayışıyla; sanayide, tarımda ve turizm alanında yaptığı reformist çalışmalarla ülkemizin önemli değerlerindendir, kendisini rahmetle anıyorum.” dedi.
“ALEYHİNDEKİ KARİKATÜRLER ÇERÇEVELETTİRİLİR VE BAŞBAKANLIĞIN DUVARLARINA ASILIRDI. HİÇBİR ZAMAN MAHKEMEYE VERİLMEZDİ”
8. Cumhurbaşkanı Merhum Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal ise yaptığı konuşmada Turgut Özal’ın aleyhinde yazılan yazılara ve çizilen karikatürlere hoşgörüyle yaklaştığını ve karikatürleri çerçeveleterek yabancı konuklara gösterdiğini anlattı. Ahmet Özal; “Sayın Kılıçdaroğlu babam ile beraber çalışmış bir bürokrattır. Bana anlattığı bazı toplantıları olmuştur. Rahmetli babam gece saat 2'de bütün bürokratları toplantıya çağırırdı. Bürokratlar da bildiğim kadarıyla uyumazlardı. Babama 'gece saat 2'de 3'te bürokratları neden uyandırıyorsun?' diye sormuştum. Bana 'Oğlum Türkiye'nin kalkınmaya ihtiyacı var. Kimsenin uyumaması lazım, o nedenle uyutmuyorum' dedi. Kemal Bey de bundan nasibini almış bürokratlarımızdandır. Ama Türkiye o yıllarda gerçekten bir huzur yaşamıştı.
Partiler arasında kavga yoktu, liderler birbirlerine hakaret etmiyorlardı. Hatta esprilerle birbirlerini tenkit ederlerdi. Televizyonlarda liderlerin birbirleriyle konuşmalarına alışmıştık. Yıllardır maalesef bunu görmüyoruz. O dönemlerde rahmetli babamın aleyhine çok köşe yazısı yazılırdı ama hiç kimse hapise atılmamıştı. Hiç kimse işinden de atılmamıştı. Rahmetlinin aleyhinde çok karikatür yaparlardı. Gırgır dergisi vardı. Fırt vardı. Çarşaf vardı. O karikatürler yapıldığı zaman babam bunları dava etmezdi, karikatüristi mahkemeye vermezdi. Sadece telefonla kendisi arar 'karikatürü çok beğendim bana bir tane imzalı olarak köşke göndersene' derdi. Aleyhindeki karikatürler çerçevelettirilir ve Başbakanlığın duvarlarına asılırdı. Hiçbir zaman mahkemeye verilmezdi, duvarlarda seyrederlerdi. Yabancı konuklar gelirdi, onlara da tercüme ederdi, bak benim için ne diyorlar diye. Hiç de gocunduğunu görmedim. Kızdığını da görmedim. Özgüven budur. Gazetecilerin hapise atılmadığı, karikatüristlerin mahkemeye edilmediği bir ortam vardı. İnşallah ileriki günlerde de bunları yaşarız.” şeklinde konuştu.